Sayfalar

4 Aralık 2012 Salı

ÖSYM KALESİ

ÖSYM KALESİ
Star Muhabiri Ahmet Fatih ERTURAN'a bu araştırması için teşekkür ederim.ÖSYM hakkında bizlere verdiği bu güzel bilgiler sayesinde aydınlatmıştır.ÖSYM gerçekten bir kaleden farkı yok.Hatta en güvenli yer haline gelmiş.Son birkaç senedir sınav soruları hep çalındı ,kopya çekildi diye kötü bir izlenimi vardı.Bu yazı ile ÖSYM bu kötü izlenimleri birazda olsa silecektir.
STAR muhabiri, ÖSYM’nin özel izni ile sınav sorularının hazırlandığı ve kitapçıkların basıldığı ‘kapalı alan’da ÖSYM uzmanlarıyla birlikte 5.5 gün dünyadan izole edilmiş olarak yaşadı. Kozmik Kale’de yaşananları an be an not etti.
ÖSYM’NİN, MİLYONLARCA İNSANIN KADERİNİ BELİRLEYEN KOZMİK KALESİNE İLK KEZ STAR GİRDİ
Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarihinde ilk kez, sınav sorularının hazırlandığı ve kitapçıkların basıldığı ‘kapalı dönem’e STAR muhabiri tanık oldu. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yurt dışı temsilciliklerde görev yapacak personeli için yapılan sınav için ‘kapalı dönem’ 5.5 gün sürdü. İşte, dış dünyayla bütüm bağlantıların koparılıp izole günlerin yaşandığı ‘kapalı dönem’in hikayesi:
Dünyadan kopuşun ilk günü
Türkiye’nin dış temsilciliklerinde görev yapacak Emniyet personeli için 2 Aralık Pazar günü yapılan sınav evrakının hazırlandığı kapalı dönem çalışmasına katılmak üzere 27 Kasım Salı günü sabah 10:00’da sınav görevlileriyle ÖSYM binasında buluştuk. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, bizi sınav ekibiyle bizzat tanıştırdı. Herkes 5.5 günlük “dış dünyadan tamamı ile izole edilmiş” görev için valizlerini hazırlayarak gelmişti. ÖSYM kapalı döneme girmemize özel olarak izin vermişti ancak resim çekilmesine müsade etmediğinden foto muhabirimiz Burhan Eliş, ancak vedalaşma anının fotoğrafını çekebildi.
Sanki güvenlikli cezaevi
ÖSYM’nin sınav sorularını bastığı matbaanın dış kapısına yaklaşınca dünyanın en korunaklı binasına geldiğimi düşündüm. Modern bir cezaevini andıran binanın dışında güvenlik görevlileri devriye geziyordu; çevresi tel örgülerle çevriliydi ve duvarlarında pencere yoktu. Binanın her noktası kameralarla donatılmıştı. Bu kameraların gece görüş sağladığı, yüksek çözünürlüklü olduğunu sonra öğrendim.
X-Ray’dan 5 keç geçiriliyor
Dış kapıya yaklaştık, ancak kapılar hala kapalıydı. Ekip, tel örgünün dışında güvenlik kartlarını tek tek gösterince kapılar açıldı. İçeride ikinci bir kontrol vardı. İki polis ve çok sayıda güvenlik görevlisi önce ‘taşınması yasak cihazlar’ı hatırlattı: Cep telefonu, kamera, teyp, her türlü elektrikli veya elektronik eşya, saç kurutma makinası, anahtar, hatta tırnak makası... En düşük yoğunluklu metale uyarı verecek düzeye getirilen X-Ray cihazından önce ekip geçti, ardından bavullar...
Başkan’a da aynı muamele
Bununla da yetinilmedi, bütün ekip polis memurları tarafından ikinci kez ‘ayakkabı topuklarına kadar’ aranırken, bavullar, çantalar tam 5 kez X-Ray cihazından geçirildi ve numaralandırıldı. Bütün güvenlik aşamalarında ÖSYM Başkanı Ali Demir de muaf değildi, o da arandı, taramadan geçirildi. Polisler, bize garaj kapısı gibi bir duvarı olan bölmeye aldı, ancak kendileri girmedi. Bir süre sonra kapının açılması anonsu duyuldu ve içeriden basılan düğmeye kapı ağır ağır açılmaya başladı.
Yatakhanelerin sadece tavanında pencere var
BİNADA pencere olmadığını ikinci kez fark ettim. Bir iki küçük pencerenin camları da siyah filmle kaplanmış, dışı da kepenkle kapatılmıştı. ÖSYM görevlileri ve matbaa çalışanları çatı katında bulunan 3’er kişilik odalarda kalıyordu. Her odada sadece giysiler için bir dolap ve TV ile banyo vardı. Odaların tek pencereleri tavandaydı, onlar da siyah filmle kaplıydı.
Personelin yiyeceği önceden depolanmış
MATBAADAN ancak pazar günü sınav bittikten sonra çıkabilecektik. Bu sürede ne yiyecek, ne içecektik. Aşçıyla tanıştım. O da bizimle birlikte ‘mahpus’ olmuştu. Bütün yiyecek ve içeceklerin ‘aynı güvenlik sisteminden geçirilerek’ depoya yerleştirildiğini anlattı.
Yakını sınava giren heyetten çıkarılıyor
SORULARI hazırlayacak olan görevlilerin seçiminde bir ayrıntı dikkatimi çekiyor. Soru hazırlama ekibine seçilen uzmanlardan birinin yakını o sınava girecekse, uzmanın görevi iptal ediliyor, yerine başka biri atanıyordu.
‘Kapalı dönem’de çöpler bile dışarı çıkamıyor
Yemek artıkları dahil, hiçbir çöp bina dışına çıkarılmıyor. Sınav bitene kadar soğuk hava sistemli kutularda biriktiriliyor. Soruların veya soru masasında yapılan eskizlerin bulunduğu kağıtlar ise kağıt doğrama makinesinden geçirilse de atılmıyor, bir yıl boyunca saklandıktan sonra geri dönüşüme gönderiliyor.
Başkan’ın elindeki plastik çantanın sırrı
MİNİBÜS hareket ettiğinde Başkan Demir’in yanından hiç ayırmadığı bir çanta dikkatimi çekti. Sıradan plastik bir çanta görünümündeydi. Ali Demir, çantayı uzatarak, “Bakalım açabilecek misin” diye sordu. Plastikti ama çelik bir çantayla uğraştığımı hissettirecek kadar dayanıklıydı. Ne olduğunu Başkan anlattı: “Bu cihazı TÜBİTAK özel olarak ÖSYM için tasarladı. Bu cihaza biz ‘Sır Cihazı’ diyoruz. Cihazın şifresini sadece ben biliyorum. Şifresi iki kez yanlış girildiğinde cihaz içindeki bilgileri imha ediyor. İçinde yapılacak olan sınavda kullanılacak çok sayıda sorunun bulunduğu soru bankası var.”
Sorular tesadüfi seçiliyor
ALİ DEMİR, eskiden her sınavdan önce belli kişilere belli sayıda soru hazırlatıldığını, ancak bugün çok sayıda akademisyen ve uzmana düzenli soru hazırlatarak soru bankasına aldıklarını, sınavda da tesadüfi yöntemle seçerek sorduklarını anlattı. “Bu yöntemin nasıl uygulandığını göreceksin” diye ekleyerek.
İki görevli aynı anda parmak basıyor
AKLIMA takılan soruyu içeri girer girmez sordum: Acil bir durum olduğunda; yangın, yaralanma veya hastalık gibi; kapı nasıl açılıyordu? Kapı sadece içeriden açılabilecek şekilde yapılmıştı. Dışarıdan önemli bilgi ‘anons’ olarak yapılabiliyor, içeriden dışarıya bağlantı kurulamıyordu. Kapı ise ekipte bulunan iki ÖSYM görevlisinin ‘aynı anda’ parmak izi basması gereken bir cihazla açılabiliyordu.
Matbaada 100’ün üzerinde jammer var
ÇALIŞMA salonları, koridorlar ve ekibin kalacağı katı hızlıca dolaştım. Bütün odaların kapıları parmak iziyle açılıyordu. Matbaanın her köşesinde 100’ün üzerinde elektronik sinyal kesici (Jammer) yerleştirilmişti. Matbaanın girişinde jammerlerin kesintisiz çalışıp çalışmadıkları akademisyen gözlemciler tarafından 24 saat izleniyordu. Bir jammer bozulduğunda sistem hemen alarm veriyor ve derhal yenisiyle değiştiriliyor, saniyelik güvenlik boşluğu oluşmuyordu.
İş bittikten sonra bilgisayarlar siliniyor
SORU hazırlayan heyetin çalıştığı odada çok sayıda bilgisayar bulunuyor. Ancak hiçbiri internete bağlı değil. Zaten bu bölümde internet bağlantısı yok. Sınavın bittiği gün, bütün bilgisayarların hard diskleri siliniyor.
Ahmet Fatih Erturan/Ankara
Kaynak :

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara