Sayfalar

20 Aralık 2012 Perşembe

BOR MADENİ


BOR MADENİ
Bor bileşiklerinin özelliği,hidrojeni serbest halde değil de sodyum bora hidrat şeklinde bir kimyasal bileşikte depo edebilmesidir.Yakıt pilleri için gerekli hidrojen yüksek basınç altında depo edilmeye gerek kalmadan bu bileşikte depo edilebilir.Bordan elde edilen unu andıran beyaz tozu sadece suda eritmek ile elde edilen yakıtın ilerde petrolün yerini alması çok uzak bir ihtimal değildir.
Dünya bor rezervlerinin %70'ine sahip ülkemizin önemi buradadır.Ana maddesi su ve bor olan bu yakıtın üretimi depolanması dağıtımı ne ekonomik nede ticari nede politik bir engel ile karşılaşmayacaktır.
Önümüzdeki 15-20 sene içinde bor bileşikleri enerji sektöründe bir devrim yaratacak,bor rezervleri petrol rezervleri kadar önem kazanacaktır.Toplumun zehirli gazlar yaymayan yakıtlara eğilimi bor bileşiklerinden elde edilen yakıtı rakipsiz kılacaktır.
Bu gün pahalıya üretilen karbon içermeyen çevre dostu bor yakıtlar gelecekte fosil yakıtlar ile rekabet edebilecek teknik kapasitelere sahip olacaklardır.Tüm Dünya benzin motorlarını geliştirme ile birlikte bor yakıtlı motorları geliştirme çalışmalarına destek vermektedir.



Notrium olarak adlandırılan sodyum bora hidrat'ın enerji yoğunluğu,yani yakıt pillerine sağladığı hidrojenden elde edilen enerji yoğunluğu,içten yanmalı benzin motorlarının enerji yoğunluğuna eşittir.
Notrium yakıtlı araçlar,bir depo ile 500km yol alabilmektedirler.Deneme sürüşünde 100km'ye 16 saniyede çıkabilmiştir.Bu benzinli motorlara göre oldukça uzun bir süredir.Bunun anlamı yakıt pillerinin beslediği elektrik motorlarının arabaya yeterli ivme kazandıramamasıdır.Çözüm bir zaman meselesi olup sadece bir mühendislik problemidir.
Yakıt pilleri için gerekli hidrojen, sodyum bora hidrat suda çözülmesi ile elde edilir.Lise kimya derslerinden bilindiği gibi:
NaBH4+H2O------NaBO2+4H2
reaksiyonu ile elde edilir.NaBH4 unu andıran beyaz bir tozdur.H2 Üretim hızı,yakıt pillerinin istenilen şiddete elektrik akımı verecek şekilde ayarlanır.Sudaki çözeltinin alevlenme ve patlama tehlikesi yoktur.Dolayısıyla hidrojen tanklarının neden olduğu tehlike bu teknik için söz konusu değildir. Otomobiller teknoloji ticari hale dönüştüğünde benzin yerine depolarını notrium veya benzeri bor bileşikli yakıtlar ile dolduracaklardır.

Bor bileşiklerinden yakıt üretimi konusunda aralarında Nobel ödüllü bilim adamlarının da bulunduğu bir çok gurup araştırmalarını sürdürmektedir.Duracell,Du Pont,Dow chemicals gibi dev şirketlerinin de gündeminde bor bileşiklerinden yakıt üretme yer almaktadır.
Şu anda sodyum bora hidrit'in maliyeti petrole göre yüksektir.Ancak uzun süre yüksek kalacağının garantisi yoktur.Petrol her zaman krizlere neden olabilecek bir yakıttır.
Rutgers üniversitesi araştırma ve geliştirme merkezinde yapılan prototip otomobil bir depo sodyum bora hidrat çözeltisi ile 600 km yol alabilmiştir.Bu örnekten görüleceği gibi yenilikçi teknolojiler üniversite araştırma merkezlerinde tasarlanmaktadır.
BOR ELEMENTİ NEDİR?
Bor, periyodik tabloda B simgesi ile gösterilen, atom numarası 5, atom ağırlığı 10,81 olan metalle ametal arası yarı iletken özelliğe sahip bir elementtir. Bor tabiatta hiçbir zaman saf halde bulunmaz. Doğada yaklaşık 230 çeşit bor minerali olduğu bilinmektedir ama bunlardan  sadece 7 tanesinin ekonomik değeri olup  Ticari olarak işletilmektedir.
Çeşitli metal veya ametal elementlerle yaptığı bileşiklerin gösterdiği farklı özellikler, endüstride birçok bor bileşiğinin kullanılmasına olanak sağlamaktadır. Bor, bileşiklerinde metal dışı bileşikler gibi davranır, ancak, farklı olarak saf bor, karbon gibi elektrik iletkenidir. Kristalize bor görünüm ve optik özellikleri açısından elmasa benzer ve neredeyse elmas kadar serttir.
Borun saf elementi ilk defa 1808 yılında Fransız kimyager J. L. Gay - Lussac ve Baron  L. J. Thenard ile İngiliz kimyager H. Davy tarafından bor oksidin potasyum ile ısıtılmasıyla elde edilmiştir.
BOR MADENİ GENEL BİLGİ
BOR madeni ilk bakışta beyaz bir kayayı andırıyor. Çok sert ve ısıya dayanıklı. Doğada serbest bir element olarak değil, tuz şeklinde bulunuyor. Ülkemizde bulunan ‘bor’un kalitesi de diğerlerine oranla daha yüksek. Toprağın 40 metre altında bulunan borun işlenmesi de, diğer elementlerle az karıştığı için kolay. Bor, periyodik sistemin üçüncü grubunun başında yer alan bir elementtir. Bu gurubun diğer üyeleri metal olmasına karşın Bor ametal sayılmaktadır.
Ancak, diğer elementlere olan yüksek kimyasal ilgisi nedeniyle doğada serbest halde bulunmayan bor’un meydana getirdiği minerallerin, çok eski tarihlerden beri tanındığı ve kullanıldığı bilinmektedir. En yaygın bor bileşikleri; borik asit ve bor’un sodyum, kalsiyum ve magnezyum ile meydana getirdiği bileşiklerdir.
BOR TARİHİ - TARİHÇESİ

1702 Borik Asitin ilk kez İtalya’da laboratuar ölçeğinde üretimi
1830 İtalya’da ilk borik asit üretimi
1852 Şili’de ilk ticari bor madeni işletmeciliği
1861 İlk Osmanlı Maden Yasası
1864 Kaliforniya’da ilk ticari bor üretimi
1865 Aziziye/Susurluk bölgesindeki pandermit adlı kalsiyum   boratın işletme hakkının Compaigne Industrielle Desmazures şirketine verilmesi, böylelikleTürkiye’de ilk bor madenciliğinin başlaması şirketin Türkiye orijinli madeni kullanarak Fransa’da bir boraks rafineri tesisi kurması,
1872 Nevada ve Kaliforniya’da ilk üleksit cevherinin bulunması ve üretimin başlaması
1881 Death Valley Boraks rezervinin bulunması
1885 Borate / Kaliforniya bor rezervinin bulunması “Twenty Mule Team” yıllarının başlangıcı
1887 Compaigne Industrielle des Mazures’e Aziziye rezervi işletme hakkının 50 yıllık süre ile verilmesi
1887 Sultançayır rezervinin Charles Hanson & Co. Şirketi tarafından işletmeye alınması
1887 İngiltere’de kurulan The Borax Company şirketinin Compaigne Industrielle des Mazures Aziziye rezervinde çoğunluk hissesini alması
1899 Borax Consolidated Limited (BCL)şirketinin kurulması
1899 Desmazures’e ait sahaların  BCL tarafından alınması
1913 Kramer Bor yataklarının bulunması
( I. Dünya savaşı yılları,ABD 110.000 t/y boraks ile dünyanın en büyük üreticisi idi. )
1935 Türkiye’de maden arama ve işletme faaliyetlerini yapmak üzere Etibank ve MTA’nın kurulması
1951 Bigadiç Kolemanit rezervlerinin özel şirketler tarafından işletilmeye başlanması
1954 BCL’in Türkiye’deki madencilik faaliyetlerini geliştirmek amacı ile Türk Boraks Madencilik A.Ş.ni kurması
1954 Sultançayırı maden ocağının kapatılması
1958 Etibank  Emet yataklarından ilk cevherin üretimi
1959 Türkiye’nin ilk cevher ihracatı
1960 Türk Boraks Madencilik A.Ş. ve Türk ortakları tarafından Kırka Sodyum Borat yataklarının bulunması
1964 Etibank’ın 20.000 t/y boraks dekahidrat kapasiteli ilk tesisinin işletmeye alınması
1968 Etibank’ın 6.000 t/y kapasiteli ilk borik asit tesisinin devreye alınması
1968 Bakanlar Kurulu kararı ile Türk Boraks Madencilik A.Ş.nin tüm maden arama ve işletme haklarının Etibank’a devri
1975 Bandırma Sodyum Perborat Tesisinin İşletmeye Alınması
1978 2172 sayılı yasa ile Bor rezervlerinin tüm madencilik ve işletme haklarının Etibank’a verilmesi
1984 Kırka I. Bor Türevleri Tesisinin işletmeye alınması
1987 Bandırma II. Borik Asit Tesisinin işletmeye alınması
1996 Kırka II. Boraks pentahidrat tesisinin işletmeye alınması
2001 Kırka III.Boraks pentahidrat tesisinin işletmeye alınması
2004 Emet Borik Asit Tesisinin devreye alınması
BOR'UN KULLANILDIĞI ALANLAR
1)    Cam elyafı yapımında bor ürünleri
Ergimiş cama % 7 bor oksit verecek şekilde bor pentahidrat veya üleksit-probertit katılmaktadır. Maliyetine bağlı olarak sulu veya susuz tipleri kullanmakta, bazan borik asitten yararlanılmaktadır. Kullanılan bor oksitin % 24'ü A.B.D.'de, % 14'ü B.Avrupa'da yalıtıcı cam elyafı imalinde tüketilmektedir. İstenen yalıtkanlık derecesine göre çeşitli spesifikasyonlar tanımlanır. Binalarda asbestin yerine ısı ve ses yalıtımında kullanılmaktadır.
Cam Elyafları, kullanıldığı malzemelerde sertlik ve dayanıklılık kazandırmakta, ayrıca malzemeninde hafif olmasını sağlamaktadır.Bu nedenle plastiklerde, lastiklerde, sinai elyaflarda, otomotiv, uçak ve diğer sanayi sektörlerinde çelik ve diğer metallerin yerine, spor malzemelerinde kullanılmaktadır. İngiltere'de oto başına 70-75 kg cam yünü tüketilmektedir. Bu gibi ürünlerde rafine kolemanit tercih edilmektedir.
Fiberoptik sanayiinde,liflere %6 borik asit ihtiva etmektedir. Philips'in Hollanda'daki fabrikasında bu lifler üretilmektedir.Optik cam elyafi ışık fotonlarının etkin biçimde transferlerini sağladığından günümüzde telekomünikasyonda tercih edilmekte olup kablo yerine kullanılmaktadır. Örneğin, Ankara-Çankaya ilçesinde Türk Telekom tarafından kullanılmıştır.

2)    Borcam yapımında
Camın ısıya dayanımının artması ve cam imalatı sırasında çabuk ergimesini ve devitrifikasyonun önlenmesini sağlayan bor,aynı zamanda camın yansıtma, kırma, parlama gibi özelliklerini de artırmaktadır. Bor camı asite ve çizilmeye karşı korur. Cam eriyiğinin % 0,5 ile % 0.23'ü bor oksitten oluşmaktadır. Ateşe dayanıklı olan Pyrex camlarda %13,5 B2O3 vardır.
Genellikle cama boraks, kolemanit, borik asit halinde karma olarak ilave edilerek bor cam elde edilir. Otolar, fırınlar, çamaşır makinası, vb makinalarda bu tür camlar tercih edilir. ABD'de bu tür cam imal eden 100'e yakın firma vardır.
3)    Emaye ve seramik sırı yapımında
Emayelerin vizkozitesini ve doygunlaşma ısısını azaltan borik oksit %20'ye kadar kullanılmaktadır. Sulu boraks ve bazı hallerde borik asit veya susuz boraks da kullanılır. Mutfak aletleri, banyolar, kimya sanayii teçhizatı, su tankları, silahlar, vb alanlarda da emaye kaplama kullanılır.
Seramiğin çizilmeye karşı dayanıklı kılan bor %3-24 oranında kolemanit halinde sırlara katılmaktadır. Avrupanın en önde gelen seramik üreticisi olan Türkiye seramiklerinde, İngiltere, İtalya ve İspanya'da kaolenden mamul eşyaları sırla kaplanır. Tuğlalara da bu sırdan sürülmektedir.
4)    Yanmayı önleyici maddeler
Bor kendisinin oksit olması, ergime ısısının 2300 oC olması nedeniyle yanmaya karşı oldukça dayanıklıdır. Bu özelliğinden dolayı yanmayı önleyici madde olarak kullanılır veya bu özellikteki maddelerin içerisine değişik oranlarda katılır.
Özellikle, çinko borat, boraks, amonyum florborat ürünleri olan yangın önleyiciler antimuan trioksit ile birlikte kullanılmakta olup dumanın emilme hızını uzattığı, kor halindeki ateşi çabuk bastırdığı için daha üstün bir mamuldür. Ancak maliyetleri,(Alümina trihidrat, magnezyum hidroksit) bileşimli olan yangın önleyicilere nazaran daha yüksektir.
Önemli imalatçılar:
Alleid Corp.
Morcus Hook Cabot Corp.
Harshaw Chemical Corp.
5)    Sabun ve deterjan sanayi
Temizleyici maddeler klorinli veya peroksitli bileşiklerdir. Deterjanların ağırlığının % 20-25'i sodyum perborattır. En önemli rakip mallar sodyum hidroksit,sodyum hipoklorit ve hidrojen peroksittir. Bulaşıktan çok çamaşırda tercih edilmektedir. Perborat ürününün % 90'i deterjan imalatında kullanılmaktadır.
Ancak bilinçsiz ve aşırı deterjan kullanımı nedeniyle, atık suların içerisindeki bor oranı yükseldiğinden çevre kirlenmesine sebep olmakta ve günümüzde bu konuda yoğun tartışmalar yapılmaktadır.
Özellikle balıklarda mankafa hastalığı olarak bilinen bir hastalığın bordan kaynaklandığı bilinmektedir.
6)    Metalurji sanayi
Kolemanit ve borik asit en çok kullanılan ürünlerdir. Çelik alaşımda kullanılan bor bileşiği ferroboron veya sulandırılmış bor alaşımıdır. Ferroboron borat konsantresinin alüminotermik redüklenmesi ile elde edilir. Yüksek borlu (% 5) çelikler nükleer reaktörlerde nötron emilmesini sağlayan önemli bir alaşımdır. Borlu çelikler enerji tasarrufu sağlar. Yeni geliştirilen bazı borlu çelikler mekanik basınca karşı dayanımları nedeniyle soğuk çekme, inşaat, tarım makinaları, vinçler, yaylar, grayder bıçakları, vites dişlileri gibi yerlerde tercih edilen çelik türleridir. Alüminyum izabesinde titanyum ile birlikte borlu bileşikler kullanılır.
Diğer bir kullanım alanıda çelik yapımında florit yerine kolemanit veya üleksittin kullanılmasıdır.
Elektro kaplama sanayinde, kaplama banyosuna borik asit veya serbest florborat ilave edilir.
Demir, bor, karbon ve silikon ile yapılan deneysel camsı metal üretimlerinde başarılı olunmuştur. Transformatörlerdeki enerji kaybını 1/3'e indiren bu metaller gelecekte hızlı bir gelişme göstermektedir.
7)    Tarım sektörü
Bor tarımda gübre, herbisit, pestisit ve algisit dallarinda kullanılmaktadır. Herbisitler bitkiye kritik bir miktardan fazla verildiği zaman toksik etki gösterir. Ayrıca sulu bakır metaborat, kereste ve diğer selülozik maddelerde fungisit olarak işlev görmektedir. Bitkinin beslenmesi için az miktarda bor'a ihtiyaç vardır. Bitkilerde şekerin hücre zarından geçişini kolaylaştırdığı için büyümede etkilidir.
Topraklarında bor oranı düşük olan ülkelerde gübrelere katkı maddesi olarak toprağa %1-3 oranında bor verecek şekilde kullanılmaktadır. Bor oranı yüksek olan topraklarda ise verim düşürücü etkisi olmaktadır.
Yeni imal edilen, keresteyi böceklerden korumak için borik asit veya boraks pentahidrat banyosu kullanılmaktadır. Dizel ve uçak yakıtlarında gelişen fungilerin önlenmesi için borik asit esteri kullanılmaktadır.
Karınca ve hamam böceği için de etkili bir öldürücüdür.
8)    Nükleer sanayi
Tüketim miktari yönünden önemli olmamasına rağmen teknolojik ilerleme açısından büyük önemi olan bir kullanım alanıdır.
Bor mineral ve bileşikleri 10B ve 11B izotoplarını içerirler. B'un nötron emme gücü çok yüksektir. Bor izotopları nükleer reaksiyon sırasında denetim kurulmasına olanak verdiği gibi, dimetil eter, elementer bor, zenginleştirilmiş bor oksit veya asit veya ferroboron haline dönüştürüldüğünde nükleer reaktörün kontrol çubuklarının yapımında da kullanılır. Bu çubuklar % 2 bor içeren çelik/alüminyum alaşımlarıdır. 10B nükleer reaktörlerde koruyucu kabuk olarak işe yaramaktadır.
Bor karpitler Phenix reaktörlerinde koruyucu kabuk olarakta kullanılmaktadır. Bor 304 adı verilen yeni bir paslanmaz çelik atık nükleer yakıtı taşırken, içine konulduğu kapların yapımında kullanılır. Nükleer sanayiinde borun en yakın rakibi gadolinyum ve samaryumdur.
Kaliforniya üniversitesi'ndeki 11B araştırmalarda 11B'in proton fizyonlanması sırasında radyoaktivitesiz enerji açığa çıkmıştır. Böylece temiz nükleer enerji elde edilmektedir.
9)    İnşaat-Çimento Sektöründe
Mukavemet artırıcı ve izolasyon amaçlı (Daha sağlam, hafif ve depreme-ısıya dayanıklı binaların yapılmasında, yalıtımda) Son zamanlarda Çimento üretiminde, bor kullanımı betonun dayanıklılığını arttırıyor. Borlu çimento, özellikle "beton yol" ve "baraj" inşaatında tercih ediliyor.
10) Ahşap Koruma
Bakteri ve çürümeye karşı koruyucu ve alev geciktirici olarak kullanılmaktadır.
Yanmayı Önleyici (Geciktirici) Maddeler Borik asit ve boratlar selülozik maddelere, ateşe karşı dayanıklılık sağlarlar. Tutuşma sıcaklığına gelmeden selülozdaki su moleküllerini uzaklaştırırlar ve oluşan kömürün yüzeyini kaplayarak daha ileri bir yanmayı engellerler. Bor bileşikleri plastiklerde yanmayı önleyici olarak giderek artan oranlarda kullanılmaktadır. Bu amaç için kullanılan bor bileşiklerinin başında çinko borat, baryum metaborat ve amonyum fluoborat gelmektedir.
11) Otomobil Hava Yastıkları, Antifriz
Bor hava yastıklarının hemen şişmesini sağlamak amacıyla kullanılmaktadır. Çarpma anında, elementel bor ile potasyum nitrat toz karışımı elektronik sensör ile harekete geçirilir. Sistemin harekete geçirilmesi ve hava yastıklarının harekete geçirilmesi için geçen toplam zaman 40 milisaniyedir. Ayrıca otomobillerde antifriz olarak ve hidrolik sistemlerde de kullanılmaktadır.
12) Sağlık
BNCT (Boron Neutron Capture Therapy) kanser tedavisinde kullanılmaktadır. Özellikle; beyin kanserlerinin tedavisinde hasta hücrelerin seçilerek imha edilmesine yaraması ve sağlıklı hücrelere zararının minimum düzeyde olması nedeniyle tercih nedeni olabilmektedir.Metabolizmadaki bor, kalsiyum, magnezyum ve fosfor dengesini ayarlar. Sağlıklı kemiklerin oluşumuna, kasların ve beyin fonksiyonlarının gelişimine yardım eder.
13) Füze / Uçuş Yakıtları
Bor kimyasalları özellikle füze yakıtı olarak kullanılmaktadır. Sodyum tetraborat, özel uygulamalarda yakıt katkı maddesi olarak kullanılmaktadırlar.
14) Atık Temizleme
Sodyum borohidrat, atık sulardaki civa, kurşun, gümüş gibi ağır metallerin sulardan temizlenmesi amacıyla kullanılmaktadır.
15) Borlu Katı Yakıtlar/Hücre Yakıtları/(Fuel Cells)
Son günlerde sodyum borohidritin’in kullanıldığı,  sodyum borohidrattan enerji üreten hücre yakıtıyla ilgili çalışmalar hız kazanmıştır. Sodyum borohidratın kimyasal bağlarında hidrojen mevcut olup, katalist hidrojeni açığa çıkarmakta veya elektrik üretmektedir. Bu üretim de temel prensip ise su ile boraksın reaksiyonudur. Bu reaksiyondan üretilen hidrojen direk içten yanmalı motorlara beslenebilir veya hücre yakıtlarında kullanılabilirler.
16) Enerji  Üretimi ve Isı  Depolama
Bor, demir ve nadir toprak elementleri kombinasyonu (METGLAS) % 70 enerji tasarrufu sağlamaktadır. Bu güçlü manyetik ürün; bilgisayar disk sürücüleri, otomobillerde doğru akım-motorları ve ev eşyaları ile portatif güç aletlerinde kullanılmaktadır.
Son yıllarda , borların piller/aküler de kullanılması ile maliyetler düşürülmüş ve çevre dostu piller/aküler üretilmeye başlanmıştır.
17) Askeri Amaçlı Kullanımı
Jet ve roket motorlarının iç kısımlarında, askeri zırhlı teçhizatta zırh ve roket yakıtı olarak bor bileşikleri kullanılıyor. Yine piyade tüfeği, tabanca, top, tank üretiminde, zırhlı personel taşıyıcıların zırhlarını güçlendirici seramik plaklarda da bor kullanılıyor. 
18) Sürtünmesiz-Aşınmasız Yüzeyler
Özellikle; borların kullanımı sürtünme katsayısının 1/10.000 oranında
azaltılmasına neden olmuştur. Borik asit ve bor karbür sürtünme ve
aşınmaya dayanıklı malzemelerde tercih nedeni olabilmektedir.
Havacılık, uzay sanayi, otomasyon ve hareketli aksamlarda kullanımı
büyük avantaj sağlamaktadır. Özellikle, uzaya gönderilen araçların
atmosfere giriş-çıkışlarda yanmaması için bor kullanılmaktadır.

19) Diğer kullanım alanları
Oto antifirizlerinde kullanılan boraks demirli metallerin eriyikte korozyona uğramasını önlemektedir.
Borun katalizör olarak kullanımı oldukça yaygındır. Hidrokarbonların havadan oksitlenmesindeki katalizör borik asittir.
Bor triflorür (BF3), gaz halinde asitik bir katalisttir. Alkol, asit ve ketonların sudan arındırılmasında, halojenasyonda, aromatik hidrokarbonların sülfürden kurtarılmasında, karbon monoksitin katıldığı reaksiyonlarda, polyesterin boyanmasında, kullanılır.
TiB2 , ZrB2 gibi metal boritler jet motoru parçaları, roket motoru parçaları, elektrik kontaktörleri, kesici aletler yapımında kullanılır.
Silikonborid (SiB), oksitlenmeye karşı çok dirençli, ısıya karşı aşırı dayanımı ve kolay işlenebilir olduğundan bor nitritle bor karpidin kullanılamadığı oksijenli ortamlarda refrakter olarak kullanılır.
Lantanyum ve Seryum hekzaboritler katot yapımında; Lantanyum borid elektron mikroskobun termiyonik katotuna elverişlidir ve elektron ışınımında istikrarlıdır.
Jet ve roket motorlarının iç parçalarında, askeri zırhlı teçhizatta seramik zırh olarak kullanılır. Bornitrit yüksek ısıda elektrik ve ısı izolasyonunun sağlanması için kullanılır. Heksagonal bor nitrit 3500 oC ısıya dayanır, ıslanmaz, diyaelektrik sabiti Al'un 4 katıdır.
Kübik bor nitrit elmastan sonraki en sert maddedir ve 1370 oC'ye kadar duraylıdır. Kesici aletlerde kullanılır. Amborit çok hızlı dönen makina parçalarında tercih edilir.
(APBN) Anisotropik pirolitik bor nitrik mikrodalga lambalarında kullanılır.
Borlu elyaf kompositleri tekniğin en son harikaları olarak kabul edilir. Ti, Al ve Mg'un bor lifleri ile güçlendirilmeleri sonucunda elde edilen komposit mm2'de 360 kg'lik basınca dayanır. Karbon lifli kompositden daha pahalıdır. Ti ve Tungsten tel üzerine bor buharı deposite edilerek elde edilen bu liflerin fiyatı 400-570 USD/kg olup, F-16 savas uçağında % 2,1 oranında, F-18'de % 10 kadar ve uzay araçlarında kullanılır.
Lazer hücumunda ısıyı belirli bir noktadan uzaklaştırdığı için askeri amaçla kullanılır.
Talk pudrasında, bebe pudrasında, traş pudrasında borik asit % 5-10 arasında antiseptik olarak tüketilir. Kozmetik ve ilaç sanayiinde bor bileşikleri yaygın olarak kullanılmaktadır.
Na-borohidrit jet, bomba uçaklarının yakıtlarında redükleyici eleman olarak kullanılır.
B10 H14'in Lewis bazı içinde asetilen ile reaksiyona girmesi ile üretilen karboranlar olan N-hekzil karboran'a geleceğin jet yakıtı gözü ile bakılmaktadır.
Na2SO4, su ve boraks dekahidrattan oluşan bir bileşik oda döşemesindeki malzemeye entegre edilip, gündüz saatlerinde pencereden giren güneş enerjisini absorbe ederek, geceleyin soğumaya başlayınca bu enerjiyi açığa çıkararak odayı kendiliğinden ısıtmaktadır.
Siemens AG borik asitle amonyum pentaborattan elektrolitik kapasitör imal etmiştir.
Mumyalama
Deterjan Sanayinde: Farklı formüllerle deterjan sanayinde kullanılan bor,
ev temizlik malzemelerinde, bulaşık ve çamaşır deterjanlarında da kullanılıyor.
Borun, ağartıcı ve bakterilere karşı koruyucu özelliği bulunuyor.
Kozmetik: Bor kullanıldığı kozmetik ürünlerine de yumuşaklık, yapışkanlık ve
dayanıklılık gibi ekstra özellikler kazandırıyor. Günlük yaşamda kadınların
vazgeçilmezi fondöten,kapatıcı, ruj, oje gibi birçok ürünün içeriğinde
bor kullanılıyor. 
Tarımda Gübre Olarak Kullanımı (Mikro besleyici): Tarımda borlu
gübre kullanımı verimi arttırıyor. Hektar başına sadece 1.5 kilogram
bor gübresi kullanarak domateste yüzde 18'lik verim artışı elde edilebiliyor.
Bor gübresi ile şekerpancarında yüzde 15, fındıkta yüzde19 verim artışı
sağlanıyor.
Seramik Sektörü: Borun seramik sektöründe kullanımı seramiğin pişme
sıcaklığını düşürüyor. Seramik sırlarındaki yapıyı güçlendiriyor.
Silah ve Uzay Fırlatma Sistemlerinde Kullanımı: Bor kullanımı sayesinde,
ağırlığı azalan uzay aracının çıkış maliyeti 10 misli azalıyor.
Ulaştırma Sektöründe Bor Kullanımı: Motor yağlarında bor bileşiklerinin
kullanılması sürtünmeyi sıfıra yaklaştırıyor ayrıca motorun ömrünü uzatıyor.
Benzin kullanımında 3-5 kat tasarruf sağlıyor. Borun antifiriz, hidrolik
yağlarında kullanımı da olumlu sonuçlar veriyor. Ayrıca araba boyalarının
 içine katılan bor, parlaklığı ve kolay çizilmemeyi sağlıyor.Lastiklerin içindeki
çelik teller de borla güçlendiriliyor. 
Yakıt Uygulamalarında Bor: Bor'un uçaklarda ve roketlerde yakıt olarak
kullanılması yönünde çalışmalar devam ediyor. Bor birim hacimde petrole
oranla 3-4 kat daha fazla enerji yaratıyor. Böylece bor, çok az ömrü kalan
petrol yerine alternatif olarak öne çıkıyor.
BOR'UN BULUNDUĞU BÖLGELER
ABD, Şili, Arjantin, Peru, Bolivya, İtalya, Rusya ve Türkiye’de yüksek miktarda bor maden rezervleri bulunmaktadır. Türkiye’deki bor madenleri, ki bunlar dünya rezervlerinin % 72 si, dünyanın en büyük bor bileşiği tedarikçisi olarak bilinen Eti Maden tarafından işletilmektedir. Dünyanın yerkabuğundaki bor yüzdesinin 0,001-0,0003 civarında olduğu varsayılmaktadır.

Türkiye'de Bor Olan Yerler ve Bor Madeninin Önemi
Türkiyede bor tuzu yatakları Bursa, Balıkesir, Kütahya ve Eskişehir il sınırları icerisindedir. Bunların en büyükleri Susurluk (Balıkesir), Bigadiç (Balıkesir), Emet (Kütahya) ve Kırka (Eskişehir), M.Kemalpaşa da (Bursa) yer almaktadır. Türkiye'nin maden ihracatı gelirinin % 50'si bor tuzlarından sağlanmaktadır. Buna rağmen Türkiye'de toplam ihracatın % 4'ünü madencilik sektörü oluşturulduğundan bor tuzlarına düşen pay % 2'dir. Toplam rezervimiz dünya rezervinin 3/1'den daha fazladır. Buna rağmen dünya ihracatında ABD 1. sıradadır ve bor pazarını elde tutmak için Türkiye'den yılda 150.000 ton ham bor alarak bu piyasayı elinde tutmaya devam etmektedir.
Ayrıca sadece Amerika değil birçok ülkeye ham olarak bor madenini satmaktayız... Bunun başlıca sebebi politik kriterlerdir. Hiç bir ülke bizim bor madenlerini tam olarak işleyip satmamızı istemez. Çünkü böyle olursa Türkiye'nin Bor madenlerinde tekelleşeceğini biliyorlar. Son 50 yıl (belki daha az) içinde bitmesi beklenen petrol için alternatif yakıt olan bor madeni (biyolid) gücünün Türkiye'de olmasını hangi ülke ister?
BOR İLE İLGİLİ BİLGİLER
Türkiye, bor cevherini stratejik maden olarak ilan etmiştir.
Türkiye, Dünya bor rezervlerinin %72’sine sahiptir…
En kaliteli bor rezervleri Türkiye’dedir…
Türkiye’deki bor’un yaklaşık değeri “9 TRİLYON DOLAR”…
Türkiye bor rezervi, dünyanın ilgisini Tanzimattan bu yana çekmektedir…
Bor önemli bir endüstriyel hammaddedir…
Balıkesir, Bursa, Eskişehir, Kütahya illerine dağışmış olan bor yataklarının rezervi, dünyanın şu ana kadar bilinen en büyük rezervidir.
Ham haldeyken tonu 400 dolar olan bor minerali işlenerek süper iletken hale geldiğinde (dönüştürüldüğünde) 40.000 – 50.000 dolara yükseliyor.
Türkiye’nin bor madenleri ile ilgili “incelikli” çalışmaları nedense yabancılar Türkler’den daha fazla yapıyor.
Türkiye bor ihracatı, değişik ürünler bazında olup madencilik sektöründe ana gelir kaynaklarından birisidir…
Bu potansiyelin değerlendirilmesi, hem ülke, hemde dünya teknolojisi ve ekonomisi açısından önemlidir...
Ülkemizde bu cevherin kullanım alanlarının genişletilmesi için çalışan kişi ve kuruluşları destekleyen BOREN-Bor Enstitüsü kurulmuştur...
Baca Gazının Tutumu
Eti Maden İşletmeleri Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Yılmaz, yaptığı açıklamada, uzun süredir üzerinde çalıştıkları, baca gazındaki karbondioksidi bor bileşikleriyle azaltma projesinde çok büyük başarı elde ettiklerini söyledi.
Laboratuvar ortamında yapılan çalışmaların ''mükemmel'' sonuç verdiğini ifade eden Yılmaz, testlerde, borlu çözeltilerle baca gazının içerisindeki karbondioksidin yüzde 70'ini tutmayı başardıklarını bildirdi. Bu buluşun, milyarlarca dolar getirisinin yanı sıra çevre için de büyük katkıları olacağını ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu:
''Bunu laboratuvar çalışmalarında defalarca test ettik ve kanıtladık. Şimdi pilot çalışmaya geçeceğiz ve bununla ilgili bir tesis kuracağız. Bu çalışma da bittikten sonra çıkıp herkese 'sizin baca gazlarınızı biz arıtırız' diyeceğiz. Sadece arıtmak değil, bu arıtımı sağlayan ve satabileceğimiz yeni bir borlu ürün üreteceğiz. Bu ürünü sanayileştirebilirsek paraya para demeyeceğiz. Çünkü dünyanın en büyük sorunlarından biri çevreye verdiği zarar nedeniyle karbondioksit emisyonu. Küresel ısınmanın çevre sorunlarının altında hep bu sorun var.''
Ticari sır
Baca gazındaki karbondioksidi tutan borlu bileşenin patentini almak için Türk Patent Enstitüsüne müracaatta bulunduklarını ifade eden Yılmaz, ticari spekülasyona neden olabileceği gerekçesiyle söz konusu çalışmaya ilişkin şimdilik çok fazla detay veremeyeceğini kaydetti.
Bor madeninin yeni bir kullanım alanı
Eti Maden İşletmeleri Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Orhan Yılmaz, bor madeninin yeni bir kullanım alanını daha keşfettiklerini belirterek, ''Laboratuvar ortamında yaptığımız çalışmada borlu çözeltilerle baca gazından çıkan karbondioksidin yüzde 70'ini yok etmeyi başardık'' dedi.
Dünyanın en büyük sorunlarından birinin karbondioksit emisyonu olduğuna dikkati çeken Yılmaz, ''Bordan elde ettiğimiz bu ürünü eğer sanayiye dönüştürebilirsek, paraya para demeyiz'' diye konuştu.
Jet ve roket yakıtından, tank zırhına, deterjandan kağıt sanayiye kadar 500'ün üzerinde alanda yararlanılan bor minerallerinin kullanım alanına bir yenisi daha eklendi.
BOR MADENİNDEN ARAÇ YAKITI
NNT Nanoteknoloji Bor Ürünleri AR-GE Sanayi Ticaret A.Ş Genel Müdürü Mehmet Can Arvas, şirketlerinin araştırma geliştirme dairesi çalışmalarının olumlu sonuç verdiğini belirterek, bor madeninden araç yakıtı ürettiklerini söyledi.
20 yıla yakın bir süredir yaptığı çalışmalar sonucunda Nano ve Nano altı (Angstrom) Bor kristallerinden (MCDP), 23 proje geliştirilip, ilk defa Bor yakıt olarak üretilerek, Bor Power Nanofuel markasıyla piyasaya sunuldu.
NNT A.Ş. uzmanları Bor'un doğrudan araç yakıtı olarak kullanılabilecek farklı ve yeni bir sistem geliştirerek, buna da "Nano Hydro Borazine" teknolojisi adını verdi.
"Nano Hydro Borazine" teknolojisi sayesinde, yakıt sisteminde performans arttırıcı ve temizleyici bir etki sağlıyor. Parlama noktası ve ısı iletkenliği çok yüksek olan bu Nano Hydro Bor molekülleri özellikle havacılık ve roket sistemlerinde yüksek performans sağlayan yüksek kaliteli bir son nesil Bor yakıtıdır.
 Kullanıldığı yakıt sistemi içerisinde milyarlarca adet minik pozitif elektron yüklü "Nano Hydro Bor" molekülleri Akaryakıtın oktan değerlerini önemli oranda arttırarak, yakıtın daha performanslı ve ekonomik yanmasını sağlıyor.
Bor yakıtının hem benzinle hem mazotla çalışan araçlara konulabileceğini bildiren Arvas, şöyle konuştu:  "Ürettiğimiz bor yakıtı direk aracın yakıt deposuna konuluyor. Hem benzine hem mazota katkı olabiliyor. Bor uzay araçlarında da kullanıyor. Yanması çok yüksek. Yakıta katıldığı zaman, araçlar en az 300 - 350 kilometre fazla gidecektir. Benzinle bin kilometre giden bir araç bu katkıyla bin 350 kilometre yapar. Gelecek zamanlarda benzin istasyonları gibi, bor istasyonları kurulacak ve bor yakıtı benzinden 10 kat daha düşük olacak. Çünkü madenin kaynağı Türkiye"de. Biz teknolojiyi üreterek dünyanın hizmetine sunduk, henüz bor yakıtına fiyat biçmedik. Biz Türk borunun depolara girdiğini göstermek istedik, bunu da başardık".
NNT Nanoteknoloji Bor Ürünleri A.Ş. Bilim adamları tarafından geliştirilen Nano Hydro Bor-Azine (Nano Fuel) Bor yakıtı ile çalışan motorun benzinli-dizel ve Hidrojen esaslı motor sistemlerine kıyasla üstünlüklerini ve avantajları şunlar: "Güvenli oluşu, Taşıma ve saklama kolaylığı, Emisyonsuz oluşu".

 Son yıllarda yaşanan ekolojik sıkıntılar, küresel ısınma problemi, tükenen petrol rezervleri ve Karbon içerikli yakıtların çevre kirliliği yaratmasına karşın alternatif yakıt sistemleri üzerinde çok ciddi AR-GE çalışmaları yapılmaktadır. Dünyanın önde gelen bilimsel araştırma laboratuarlarında gerçekleştirilen bu çalışmalarda Hidrojen yakıt sistemlerinin temiz, verimli ve güvenilir olduğu görülmüştür. Fakat depolama problemi hidrojen yakıtlı araç üretiminin önünde en büyük engeli teşkil etmektedir.
1- Hidrojen depolama problemi Bilim ve Teknoloji çevrelerini alternatif madde arayışına itmiş, yapılan araştırmalar ve deneyler 1970’li yılların ikinci yarısından itibaren BOR elementinin ALTERNATİF YAKIT olarak kullanılabileceği üzerinde görüş birliğine varılmış, günümüze kadar sayısız AR-GE çalışmaları sonunda BOR’un yakıt olarak kullanılabilirliği otoritelerce kabul edilmiştir.
NNT Nanoteknoloji Bor Ürünleri AR-GE San.Tic.A.Ş. ,AR-GE laboratuarlarında 20 yıla yakın bir süredir yaptığı çalışmalar sonucunda Nano ve Nano altı (Angstrom) Bor kristallerinden (MCDP) , 23 proje geliştirilmiş ve bu Alternatifsiz Projeleri etap – etap endüstriyelleştirmeye başlamıştır. Dünya’ da ve ülkemizde ilk defa Bor’ u yakıt olarak üretmiş, "NANO FUEL" markasıyla yurt dışında ve yurt içinde satışa arz etmeye başlamıştır
NNT A.Ş.’nin diğer Proje ürünlerinde olduğu gibi BOR POWER NANOFUEL’ de Dünya’ da bir ilk olarak yakıt ve otomotiv sektöründe heyecan oluşturmuştur.
Teknik ve Bilimsel olarak BOR’ un, yani NANO FUEL’ in yakıt olarak kullanılmasına kısa bir açıklamayla cevap vermek gerekirse;
- Bor Elementi tabiatta saf olarak bulunmaz ve Na, Ca, H, O gibi elementlerle bileşen olarak, Kolemanit Tinkal ve Üleksit gibi cevherler doğada karşımıza çıkmaktadır. Bu üç çok kıymetli Bor bileşeni, Dünya’nın en değerli Bor bileşenleri olarak dünya rezervinin % 94,7 si ülkemizde bulunmaktadır. Milli olan ve Devletin işletmesinde olan Bor Madenlerini ETİ HOLDİNG ( Eti Bor A.Ş.) işletmekte, ilk rafinerasyonunu yaparak Borik Asit (B2 HO3) e dönüştürmekte ve bundanda B2 O3 – BOR OKSİT üretilmektedir. NNT A.Ş. B2 03’ ü kendisine ait olan bir teknolojiyle BN-BOR NİTRÜR’ e dönüştürmekte ve bundan da %99,9 saflığında Nano Bor üretmektedir.
NNT A.Ş. uzmanları BOR’ un doğrudan araç yakıtı olarak kullanılabilecek farklı ve yeni bir sistem geliştirmiş ve buna da "Nano Hydro Borazine " teknolojisi adını vermiştir. Saflaştırılmış Bor ¾ oranında oksijen bileşimiyle yanma odasına aktarılarak 90-110 bar basınç’a maruz kalan Bor Power Nano Fuel egzotermik bir reaksiyona girerek Patlar ve Pistonu yukarı hareket ettirir. İçten yanmalı motorlardaki normal itme kuvveti daha da güçlendirilmiş olmaktadır.
"Nano Hydro Borazine" teknolojisi sayesinde, yakıt sisteminde Performans arttırıcı ve temizleyici bir etki sağlar. Parlama noktası ve ısı iletkenliği çok yüksek olan bu NANO HYDRO BOR molekülleri özellikle havacılık ve Roket sistemlerinde yüksek performans sağlayan yüksek kaliteli bir son nesil BOR yakıtıdır.
Kullanıldığı yakıt sistemi içerisinde milyarlarca adet minik pozitif Elektron yüklü "NANO HYDRO BOR " molekülleri Akaryakıtın oktan değerlerini önemli oranda arttırarak, yakıtın daha performanslı ve Ekonomik yanmasını sağlar Bununla birlikte yakıt sistemi içersinde oluşabilecek her türlü Korozyon etkisine sahip zararlı parçacıkları temizler, birikmesini engeller ve enjektör sisteminin ideal bir şekilde yağlanmasını sağlar. Ayrıca egsoz gazlarını azaltarak, ekolojik çevreyi korur.
BOR YAKITININ  OLAĞANÜSTÜ AVANTAJLARI
NNT Nanoteknoloji Bor Ürünleri A.Ş. Bilim adamları tarafından geliştirilen NANOHYDRO BOR-AZİNE (NANO FUEL) Bor yakıtı ile çalışan motorun benzinli-dizel ve Hidrojen esaslı motor sistemlerine kıyasla üstünlüklerini ve avantajlarını ifade etmek gerekirse;
a- Güvenli oluşu,
b- Taşıma ve saklama kolaylığı,
c- Emisyonsuz oluşunu yeterli sebep olarak sıralayabiliriz.
 a- GÜVENLİ OLUŞU:
Bor yakıtı, kolaylıkla yanmayan bir yapıdadır. Dolayısıyla infilak etme, kıvılcımla, ateşle tutuşma riski yoktur. Bir kaza anında patlama meydana gelmeyecektir. Bu yönüyle Bor çok önemli bir yakıttır ve nakliyesinde risk olmayışı Bor yakıtı için bir üstünlük ve alternatifsizlik kazandırmaktadır.
b- TAŞIMA VE SAKLAMA KOLAYLIĞI
1 gr Hidrojenin yakıt değerleri, 2,2 gr Bor ile elde edilebilmektedir. Bor daha fazla bir oranda görünse de ,HACİM olarak 1 gr Hidrojenin kapladığı hacmin, Bor ancak 11’ de biri (1/11) kadar hacim kaplar Hidrojenin kalın bir Tank’ ta tutulabileceği düşünüldüğünde kaplayacağı hacim araçlar için hiçte ekonomik olmamakta ve kullanılabilirliği mantıklı görünmemektedir.Çünkü uçucudur ve dünya’nın en hafif yanıcı elementidir. BOR 11 kat daha küçük bir hacim kaplamakla beraber uçucu olmadığından yıllarca kullanılabilecek ve eksilmeyecektir. İnert yapısıyla Bor yakıtı kara ve deniz kazalarında toprağa ve suya karışması halinde hiçbir zaman kirlenmeye neden olmayacak, toprakta doğal bitkiler için besleyici olacak ve, denizlerde de kolay çözülerek, zaten deniz suyunda olan Bor elementi ilave bir risk oluşturmayacaktır.
c- GAZ EMİSYONU OLUŞTURMAZ
BOR inert bir malzeme olarak çevre dostudur, yanma sonrası gaz emisyonu oluşturmamaktadır. Otomobillerin dışında endüstride büyük çaplı yakıt olarak kullanılmasında yanma sonrası "Boria" olarak tanımlanan bir ürün açığa çıkar ki, bu ürün Hidrokarbon tanklarda toplanır, preslenir tekrar işlenerek yakıt olarak kullanılabilmektedir. Bor yakıtı olarak Nano Hydro Bor-azine (Nano fuel) nin hiçbir atığı yoktur.
Yukarıda kısaca açıkladığımız Nano Hydro Bor-azine Bor Power Nano Fuel olarak Benzin ve Dizel yakıtlara katkı olarak kullanılacak Dünya’nın ilk Bor yakıtıdır.
Teknoloji ve Otomotiv sektörü gelecek 5-10 yıl içerisinde tamamen Bor yakıtı ile çalışan arabalar üretecek, ancak Türk Nanoteknoloji’sinin "Nano Fuel İnfinite" ürünlerini kullanmak mecburiyetinde olacaklardır.
Bu da bizlere gösteriyor ki NNT A.Ş. Tribolojik Nano Yağlayıcı ürünlerinde olduğu gibi, yakıt sektöründe de ilkleri başarmanın onur ve gururunu tüm milletimize yaşatacak ve paylaşacaktır.
                 http://www.stargazete.com
BOR MADENLERİMİZ ÜZERİNDE OYNANAN ÇİRKİN OYUN
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Türkiye’nin itirazlarına rağmen bor madenini ‘üremeye olumsuz etkili toksik (zehirli) madde listesine alırken, uzmanlar, günümüz şartlarında yüksek teknolojiye sahip ve birçok sektörde söz sahibi olan ülkelerin bor madenini geri çevirme şansları bulunmadığına dikkat çekiyor. Bu ülkelerin bor madenine olan talebinin de her geçen gün sektörlerdeki büyümeyle arttığına işaret ediliyor.
Kayseri Erciyes Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. ABDullah Çoban, AB Komisyonu’nun bor madeni ile ilgili verdiği raporun siyasi olabileceğini, ülkelerin bor madenine olan ihtiyacının hiçbir zaman kısıtlamalarının mümkün olmadığına dikkat çekti.
Prof. Çoban; cam, porselen, seramik sanayi, cam yünü izolasyon sanayi, yanmaz ve ısı geçirmez eşya imalatı, krem, kozmetik, ilaç sanayi, sabun ve deterjan gibi birçok sektörde bor madeninin artık vazgeçilmez ürün haline geldiğini hatırlattı. Çoban, madenin kullanıldığı birçok sektörü ise şöyle sıraladı: “Bor madeni savunma sanayiinde silah yapımında, tüfek, tabanca, top, tank gibi silahların üretiminde öncelikli sırada yeralıyor, kanser tedavisinde, hayalet uçakların üretiminde, kobra helikopterlerin koltuklarında, plastik ve sanayi elyafı üretiminde kullanılıyor. Kağıt sanayi, hayvan yemi, gübre, zirai ilaçların üretiminde de her geçen gün artarak bor kullanımı devam ediyor. Dericilik, fotoğrafçılık, cep telefonu, dizüstü bilgisayar bataryalarında ve uzay mekiklerinin yakıtlarında en önemli ihtiyaç maddesi olarak karşımıza çıkıyor.”
Bu sektörlerde bor talebinin büyüyerek arttığını yenileyen Prof. Dr. Çoban, bu sektörlerin bir çoğunda söz sahibi olan Avrupa Birliği ülkelerinin kesinlikle bor madenini kullanmayacaklarını ilan edemeyeceğini belirtti. Çoban, 2005 yılında yürürlüğe giren Yeni Maden Kanunu’nun yabancıların Türkiye’de maden aramalarına imkan sağladığını hatırlatarak, “Yabancı şirketlerin bu kanun sayesinde 2007 yılı itibariyle toplam 150 bin kilometrekare, 450 bin kilometrekare alanda da dolaylı yoldan maden arama ruhsatı aldıkları biliniyor” dedi.
Altın, gümüş, krom, platin, taryum, uranyum, osmiyum gibi değerli birçok maden sahalarının öncelikli olarak alındığını anlatan Prof. Dr. Çoban, Türkiye’de yabancıların alamadığı tek maden sahasının ise bor madeni olduğunu dile getirdi. Çoban, Avrupa Birliği ülkelerinin bor madeni sahalarını almak istemelerinden dolayı siyasi olarak bu raporu hazırlamış olacağına değinerek, “Özelleştirilmeyen bir tek bor madenimiz kaldı. Şimdi onun üzerinde de oyunlar oynanmaya başlandı” diye konuştu.
Türkiye’nin yurt dışına tonu 300 dolara borik asit sattığını anlatan ABDullah Çoban, bunun malzeme haline getirilmesi durumunda tonu 1 milyon dolara satılabileceğini ifade etti. Avrupalıların Türkiye’den bor almama gibi lüksleri olamayacağını dile getiren Çoban, şu noktalara dikkat çekti: “Bor madeninin kullanımında akıl üretmek gerekiyor. Bu yapılmadığı takdirde Avrupalılar Türkiye’nin bor madenini almamakla, fiyatı düşürmekle tehdide devam edecekler. Ortaya çeşitli raporlar çıkararak bu yolu deneyecekler. Beklentileri ise Türkiye’nin, ‘Biz işleyemiyoruz, alın siz işleyin’ demeleri.”
Bor madenine ihtiyaçları yok gibi gözüken Avrupa ülkelerinin, Çin üzerinden kendi ülkelerine bor ithalatı yapmaya başladığına işaret eden Prof. Çoban, Türkiye’nin bilinen 4 milyar ton bor rezervi olduğunu kaydetti. Avrupalı ve Çin maden şirketlerinin mevcut sahalar dışında yeni bor maden yatakları keşfettiğini ifade eden Prof. Dr. Çoban, bu sahalarla ilgili bazı yabancı firmaların girişimleri olduğunu hatırlattı.
AB'NİN BORLARIMIZ HAKKINDAKİ İDDİASININ BİLİMSEL BİR DAYANAĞ
Alınan bilgiye göre, genel müdürlüğün koordinatörlüğünde oluşturulan Ankara ve Hacettepe üniversitelerindeki iki profesörün yürütücülüğünde 6 akademisyenden oluşan heyet, bor üretiminin yapıldığı Bandırma, Kırka, Emet, Bigadiç ve Mustafa kemalpaşa işletmelerinde aralık ve ocak aylarında incelemelerde bulunacak.
Petrol-İş Sendikası Bandırma Şube Başkanı Recep Gökdeniz, AB'nin iddiasının bilimsel bir dayanağı olmadığını söyledi.
Petrol-İş Sendikası Bandırma Şube Başkanı
Recep Gökdeniz
AB'nin 9 Haziran'da aldığı ve 15 Eylül'de yayın organında yayımlanan kararıyla, daha önce 3. sınıf kimyasal grubunda yer alan bor madeninin ''tehlikeli'' olarak nitelendirilen 2. sınıf kimyasal grubuna alındığını anımsatan Gökdeniz, bu karara sadece Türkiye'nin değil ABD, Çin, Japonya, Avustralya, Malezya, Arjantin gibi ülkelerin de karşı çıktığını ifade etti.
Gökdeniz, kararın AB'ye ihraç edilecek bor ürünlerinin ambalajlarında ''kuru kafa'' amblemini kullanma zorunluluğu getirdiğini belirtti.
Bu konuda Ankara ve Ege üniversitelerinin daha önce yaptıkları araştırmalarda borun olumsuz etkileri üzerine bir şey bulunamadığına işaret eden Gökdeniz, şöyle konuştu: ''Şimdi Eti Maden İşletmeleri'nin, AB'nin iddiasının iptal edilmesi yönünde bir girişimi var. Bununla ilgili, iddiaların doğru olmadığını ispatlamaya yönelik ulusal ve uluslararası alanda bilimsel çalışma yapılacak. Bu konuda oluşturulan heyet Bandırma'ya gelerek bor madenine maruz kalan işçi arkadaşlarla, eş ve çocuklarının sağlığı ile ilgili de çeşitli tahliller yapacak. Bu çalışmalar Dünya Ticaret Örgütü'ne yapılacak başvuru dosyasında yer alacak.''
Eti Madencilik Bandırma İşletmesi bünyesinde yapılan 8 saatlik ölçümlerde iş yerinde solunan hava miktarının 3.6 metre küp olduğuna, buna karşılık solunan bor miktarının ise 3.06 mgr/bor olduğuna işaret eden Gökdeniz, bu oranın kriterlerin çok altında olduğunu, borun insan sağlığını tehdit edebilmesi için solunan miktarın en az 12 mgr/bor olması gerektiğini vurguladı.
"Solunan bor kriterlerin çok altında"
Borun insan üreme sağlığını olumsuz etkilemesinin söz konusu olmadığını, hatta bor madeninin yoğun bulunduğu Balıkesir'in Bigadiç ilçesinde erkeklerde prostatın az görüldüğüne, bunun da bordan kaynaklandığına ilişkin yaygın kanı bulunduğunu savunan Gökdeniz, insan sağlığına, özellikle üremeye zararlı etkisi olduğu öne sürülen borun böyle bir özelliği varsa önce bor işletmelerinde çalışan kişileri etkilemesi gerektiğini kaydetti.
Borun insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilere neden olduğu savıyla AB gündemine getirilen girişimler, hayvanlar üzerinde yapılan deney sonuçlarına dayandırılıyor. Deneylerde, hayvanlarda ağız yoluyla yüksek dozda borik asit ve soydum borat alınmasının, üreme sağlığı üzerinde zararlara yol açtığı tespit edildi. İnsanlarda da yüksek dozda borun ağız yoluyla alınması durumunda aynı etkiye yol açacağı sonucuna varıldı. Ancak hayvanlarla yapılan bu deneylerin olumsuz sonuçlarından hareketle, insanlar üzerinde de benzer etkilere neden olabileceği değerlendirmesi Türkiye'nin tepkisine yol açıyor.
Deneylerde yüksek doz kullanımına dikkat çekilerek, insanlarda hiçbir zaman bu dozlara ulaşmayacağı belirtiliyor. Ayrıca hayvanlarda kısırlığa neden olan doz birikiminin, insanlarda kusmaya neden olmasından dolayı mümkün olamayacağı tespiti yapılıyor. ABD'de yapılan borik asidin vücutta depolanmadığı ve vücuttan atıldığına dair araştırma sonuçları da bunu ortaya koyuyor.
Bor çalışanları arasında çocuklu ailelerin oranının ve çocuklarının sayılarına bakıldığında böyle bir sorunun olmadığının kolayca anlaşılabileceğini dile getirdi.
"AB'nin kararının, dünyadaki bor rezervinin yüzde 72'sine sahip olan Türkiye'nin ihracatının azalmasını, böylece bor madeninin elden çıkarılmasını sağlamaya yönelik olduğunu düşünüyoruz. Türkiye'de bor işletmeleri 2000 yılında özelleştirme kapsamına alındı ama sonradan önemi anlaşıldığı için bu çalışmadan vazgeçildi. Çünkü bor sanayide kullanılan çok önemli, alternatifsiz bir maden, hidrojen depolayabilen tek madde. Biliyorsunuz hidrojen gelecekte yakıt olarak kullanılacak. Bunu bilen Avrupa Türkiye'nin satışına, ihracatına yönelik engeller koyarak işletmelerin zarar etmesini, böylelikle elden çıkarılmasını sağlamaya çalışıyor ama
Türkiye buna izin vermeyecek.''
Türkiye, Avrupa’da nüfusu en hızlı artan ülkedir ve ABnin  Kararı siyasidir.
Prof. Dr. Bekir Sıtkı Şaylı tarafından 1995-2001 yılları arasında borun bulunduğu bölgelerde yaşayanlar ve bor üretiminde çalışanlar üzerinde yapılan araştırmada, borun insanların üreme sağlığı üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi olmadığı sonucuna varıldı. Borla ilgili kuruluşlar da, üniversiteler iş birliğiyle bilimsel araştırmalar yürütüyorlar. Ancak bu araştırma sonuçları, AB Konseyi'nde çeşitli nedenler ileri sürülerek kabul görmüyor.
Bazı Avrupa Birliği üyesi ülkeleri için borun zararlı olup olmadığının tartışılması bile tehlikeli madde olarak sınıflandırılması için yeterli neden kabul ediliyor.
Bor Madeninde çalışan  işçilerde yapılan araştırma ,
Eti  Maden İşletmeleri Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Orhan Yılmaz da madenlerde çalışan işçiler üzerinde yaptıkları araştırmalarda sperm sayılarında herhangi bir düşüş tespit etmediklerini söyledi. Araştırmayı Prf. Dr. Bekir Sıtkı Şaylı’nın yaptığını söyleyen Yılmaz ‘1998-2000 arasında, bölgede yaşayanlar değil, doğrudan bora maruz kalan, torbalamada çalışan işçilerden alınan kan sperm örnekleri üzerinde araştırma yapıldı. Doğurganlık oranı, sperm sayıları ve kandaki bor düzeyi açısından, Türkiye’nin genel oranları arasında bir fark yok. Bu raporlar bizim arşivlerde var. En kötü şartlarda çalışan insanlar üzerinde negatif unsura rastlanmadı. Ancak şimdi, yabancıların da içinde olacağı şekilde aynı nitelikte araştırma tekrar başlatıldı. İşçilerden kan, sperm örnekleri alınacak’ dedi
BİLİMSEL TEMELLERE DAYANMAYAN
ARAŞTIRMALARA GÖRE SINIFLANDIRMA

Şimdi Türkiye, AB'nin kararını, ''bilimsel temellere dayanmadığı ve ticarette teknik engel oluşturmaya yönelik olduğu'' gerekçesi ile DTÖ nezdinde dava etmeye hazırlanıyor. Bu konuda bir Avukatlık firması ile anlaşmalar tamamlanmak üzere.
AB'nin bu kararı alırken, fareler üzerinde yapılan deneylere dayandığı, farelere doğrudan bor enjekte edildiği belirtilirken, borun doğrudan tüketime sunulan bir madde olmadığına dikkat çekiliyor. Yoğun olarak deterjan, cam, seramik gibi sektörlerde, az miktarda da enerji sektöründe kullanılan ve kullanım alanları giderek genişleyen borun, söz konusu ürünler aracılığı ile insana bulaşmasının mümkün olmadığı vurgulanırken, AB'nin, ''üye ülkelerde üretilmediği için'' söz konusu sınıflandırmayı çok rahatlıkla yapabildiği kaydedildi.
AB'nin söz konusu kararı nedeniyle, bor ihracat pazarının yüzde 50 olumsuz etkilenmesi ve en az yıllık 50 milyon dolar ihracatta kayıp yaşanmasının söz konusu olduğu belirtilirken, AB'nin kararının ''ikincil ve psikolojik etkilerinin'' daha fazla olacağına işaret ediliyor.
Buna göre, ülkelerin AB direktifini ulusal mevzuatlarına yansıtmasına bağlı olarak bu etkiler görülecek. Direktif uyarınca, bor ve türevleri, içeriğinde yüzde 5,5'ten fazla bor ve türevleri bulunan ürünlerin ihracatında ambalajın üzerinde ''üreme sağlığı üzerinde etkili toksik madde'' ibaresi, kuru kafa ve çapraz kemik işaretleri, belli semboller bulunacak.
Ayrıca, kozmetik gibi ürünlerde de içeriğinde yüzde 5,5'ten fazla bor türevi kullanımı yasaklanıyor.
Uzmanlar, bu işaretleri koymanın ilk aşamada ihracatı doğrudan olumsuz etkilemese bile, tüketici tercihlerini olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekiliyor. Bu işaretler nedeniyle tüketicilerin, içinde bor ve türevleri bulunan ürünleri almaktan imtina edebileceğini, bunun da Sanayicilerin tercihini, dolayısıyla da Türkiye'nin ihracatını olumsuz etkileyebileceğini anlatan yetkililer, AB'nin özellikle çevre ve insan sağlığı konusunda aldığı kararların diğer ülkeler tarafından da örnek alındığını belirterek, söz konusu kararın etkisinin çok daha geniş çaplı olacağını vurguladılar.
Türkiye'nin bor ve türevleri ihraç ettiği ülkeler, AB'nin çekinceleri nedeniyle, AB'ye ihracatlarının olumsuz etkilenmemesi nedeniyle, bu ürünleri kullanmaktan vazgeçebilecek.
AB Komisyonu'nun 67/548 sayılı direktifi kapsamındaki ürünlerin gelecek yıl, AB'nin Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi ve İzni (REACH) direktifine dahil olacağına da işaret eden uzmanlar, söz konusu direktife göre yılda bir tondan fazla kimyasal madde üreten veya ithal eden firmaların AB bünyesindeki merkezi bir veri tabanına kaydolmaları, bazı fiziksel ve dokümantasyona ilişkin standartlara ulaşmaları gerektiğini belirttiler. İnsan sağlığının ve çevrenin korunmasının yanı sıra piyasanın rekabetçi ve etkin yapısının korunmasının da hedeflendiği direktif, hem kimyasallardan kaynaklanan risklerin yönetiminde, hem üretilen kimyasallar hakkında sağlıklı bilgilerin sağlanması konusunda, Sanayiye büyük sorumluluklar yüklüyor. Söz konusu durumun, Türk firmalarına da AB mevzuatını ve geçiş sürecini takip edebilecek yetkin personel istihdam etmeleri ve daha önemlisi, geçiş sürecinde yapılacak düzenlemelere ilişkin maliyet unsurlarına katlanmaları yönüyle önemli zorluklar doğuracağı öngörülüyor.
Kaynak:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara