CHP'den Kanal İstanbul bombası!
Güncelleme: 16 Mayıs 2013 16:52
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, ulusal güvenlik uzmanlarına danışarak, Kanal İstanbul'un yapılması halinde adaya dönüşecek İstanbul'un batı yakası için oluşabilecek risklerle ilgili senaryo oluşturdu.
Milliyet'in haberine göre Oran, bu senaryoya dayalı olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, "Batı İstanbul'u bir adaya çevirecek bu proje kabaca 5-6 milyon insanın bir kısmının doğal felaket veya radyoaktif serpinti durumunda tahliyesi gerektiğinde doğuda iki köprü ve Marmaray tüneline; batıda bu kanal üzerinde kurulacak köprülere mecbur kalınması halinde bu felaket durumunda tahliye nasıl gerçekleşecektir? Benzeri biçimde savaş durumunda köprülerin yıkılması halinde Trakya'nın takviyesi sadece deniz yolu ile mi sağlanacaktır?" sorularını yöneltti.
CHP İstanbul Milletvekili Oran, Başbakan Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı'na iki ayrı soru öngeresi verdi. Oran, ulusal güvenlik alanında uzman kişilere danışarak hazırladığı senaryo çerçevesinde, Kanal İstanbul'un yapılması durumunda ulusal güvenlik açısından oluşacak risklere dikkat çekti. Oran, Erdoğan'a, şu soruları yöneltti:
Montreux sözleşmesini etkileyecek mi?
Çılgın Kanal İstanbul projeniz için bölgenin temel antlaşmaları olan KEİ ve Bükreş Antlaşmaları çerçevesinde sahildarlarla istişarede bulundunuz mu?
Dünyada, mevcut doğal ve işleyen bir boğaz var iken buna paralel, insan yapısı, alternatif bir kanal örneği var mıdır?
Kanalın gerçekleşmesinin, sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenlemeyen aynı zamanda Karadeniz-Marmara ve Çanakkale bölgesinde bir güvenlik rejimi de tesis eden, Montreux Sözleşmesine etkisini değerlendirdiniz mi? Sözleşmenin omurgası olan Türk Boğazlarının bütünlüğünü bozarak, değiştirebilecek süreçlere karşı bir planınız var mıdır?
Boyu 40 kilometre, genişliği 150 metre ve yüksekliği 25 metre olan içi su, etrafı beton dolu bir hacmin, beklenen büyük Marmara depreminde deniz dibinde fay kırılmasıyla oluşacak enerjiden ne şekilde etkileneceği; bölgede yaratılan jeolojik değişikliğin bu kanal ve civarında oluşturulacak yerleşim birimleri üzerindeki etkisi modellenmiş midir?
Batan gemi nasıl çıkartılacak?
Kanal İstanbul'un ortalama 150 metre genişliği, 25 metre derinliği olacağı öne sürülmektedir. Bu kanalda herhangi bir gemi batması veya 1979'da yaşandığı gibi İndependenta benzeri bir süper tanker günlerce yanarsa, Boğaziçi'nden çok daha dar olan bu kanalda kazaya nasıl müdahale edilecek, gemi enkazları nasıl kaldırılacaktır?
Radyoaktif serpintide tahliye nasıl yapılacak?
Batı İstanbul'u bir adaya çevirecek bu proje kabaca 5-6 milyon insanın bir kısmının doğal felaket veya radyoaktif serpinti durumunda tahliyesi gerektiğinde doğuda iki köprü ve Marmaray tüneline; batıda bu kanal üzerinde kurulacak köprülere mecbur kalınması halinde bu felaket durumunda tahliye nasıl gerçekleşecektir?Trakya savunmasız kalacak
Benzeri biçimde savaş durumunda köprülerin yıkılması halinde Trakya'nın takviyesi sadece deniz yolu ile mi sağlanacaktır?
Benzeri biçimde savaş durumunda köprülerin yıkılması halinde Trakya'nın takviyesi sadece deniz yolu ile mi sağlanacaktır?
Batı İstanbul susuz kalır mı?
Yaklaşık 5-6 milyon insanın yaşayacağı, yeni Batı İstanbul adasının doğal kaynakları, başta su olmak üzere adayı beslemeye yetecek midir? Bu kapsamda kanalın Ergene havzasıyla etkileşimi irdelenmiş midir?
*Batı İstanbul adasının tüm dış lojistiğinin doğudan ve batıdan birkaç köprüye bağımlı kalmasının ne gibi zafiyet yaratacağı irdelenmiş midir?
Deprem sonrası oluşacak tsunami ve deniz yükselmesinin etkileri veya kanalın doğayı değiştiriyor olmasının yaratacağı "kertik tesirinin" büyüklüğü ve bunun jeolojik sonuçları hakkında gerekli modellemeler yapıldı mı?
Marmaray’da olduğu gibi çıkabilecek 'çanak çömlekler' için herhangi bir ön araştırma yapıp herhangi bir arkeolojik önlem aldınız mı?
Marmara Denizi kirlenecek
Tuzluluk nedeniyle Karadeniz’den Marmara’ya doğru, saatte 8 kilometreden daha büyük bir hızla akacak yeni satıh akıntısının gerek Marmara ve gerekse Batı Karadeniz’de yaratacağı hidrografik etkiler ile eko sistem dengesi üzerindeki olumsuz etkileri modellemeler yapılarak irdelenmiş midir?
Bu akıntının, Karadeniz’de hakim kuzeyli rüzgarların da etkisi ile artacağı ve Tuna Havzası nedeniyle halen Karadeniz'in en kirli bölümünü teşkil eden (Tuna Deltası) Batı Karadeniz'in kirli satıh sularını Marmara’ya taşıyacağı ve zaten çok kirli olan Marmara'daki kirlenmeyi kat be kat artıracağı değerlendirilmiş midir?
*Halen İstanbul Boğazından günde, 130-140 ticaret gemisi, Montreux Sözleşmesine göre geçiş ücreti ödemeden geçme hakkı söz konusu iken bitmesi durumunda İstanbul Kanalından niçin paralı geçiş yapsın?
Referandum gerekir
Coğrafya değiştiren bu projenin gerek Montreux Sözleşmesine gerekse çevreye etkileri göz önüne alınarak TBMM'de onaylanması ve İstanbul/Tekirdağ halkına bölgesel bir referandum ile sorulması gerekli değil midir?
*Söz konusu kanal, Doğu Trakya'nın ekolojisini ne şekilde değiştirecektir? Kaybedilecek tarım arazisinin yıllık getirisi hesap edilmiş midir? Bu devasa projede alt yapı gereksinimleri nedeniyle kaç ağaç kesilecektir?
*Bu kanaldan 150-200 milyon metreküp hafriyat, 8-10 milyon metreküp çimento ve bir o kadar da çelik donatı işi çıkacağı düşünüldüğünde gerçekte ne kadarlık bir maliyet söz konusudur?
*Bu inşaatın yapım- teslim süresi için ne kadarlık bir süre öngörmektesiniz?
Kaynak: Mynet Haber
http://haber.mynet.com/chpden-kanal-istanbul-bombasi-696465-foto-analiz/
O çılgın iş adamı kim?
Erdoğan, bir Türk işadamının çılgın proje için 30 milyar dolar vermeye hazır olduğunu belirtti. O işadamının kimliği merak ediliyor...
Güncelleme:02 Mayıs 2011 11:00
Başbakan Erdoğan, Çılgın Proje'nin Belediye başkanlığı döneminden bir rüyası olduğunu söyleyerek Projenin bedelinin 12 milyar doların altında olmayacağını ve bir Türk iş adamının 30 milyar dolar vermeye hazır olduğunu belirtti.
Erdoğan Siyaset Meydanı programında gündeme ilişkin soruları yanıtlarken geçtiğimiz günlerde açıkladığı Çılgın Projeye ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Projenin geçmişinin çok eski olduğunu belirten Erdoğan “Ta belediye başkanlığı döneminde benim rüyamdı. Maalesef o zamanlarda tabi mevcut hükümetlerle böyle bir şeyi yapmak mümkün değildi. O zaman sadece çalışmasını yaptık. Tabi yaptığımız bazı özel yoklamalarla kimsenin sıcak bakması söz konusu değildi. Ama böyle bir iktidar görevi gelince şimdi bunun zamanı geldi” diye konuştu. Erdoğan projenin bedelinin şu anda yapılacak çalışmalar kapsamında 12 milyar dolar olarak belirlendiğini ama daha üstüne de çıkabileceğini kaydetti. "
BİR TÜRKİYE PROJESİNE DÖNÜŞÜYOR
"Erdoğan İstanbul’un böyle bir projeye ihtiyacı olup olmadığı yönündeki bir soruyu ise “vardı” şeklinde yanıtladı. Özellikle tankerlerin boğazdan geçişi sırasında yaşanan sıkıntılara değinen Erdoğan “Buna çevrecilik noktasında baktığımızda o tankerler boğazdan geçtiğinde insanların yürekleri hopluyor. Bir dümen kilitlendiğinde neler olacağını düşünün. Zaman zaman gemilerin bindirmesi olabiliyor. Biz bunu daha önce yaşadık ve kaç ay ki boğazın en geniş yeriydi ve tehdit altında kaldı. Aynı şeyi biz o dar bölgelerde yaşamak istemiyoruz. Bütün bunların yanında bir enerji projesidir bu.
Mesela öyle anlar oluyor ki 24 saat iki gün Karadeniz’de veya Marmara tarafında gemilerin bekletilmesi söz konusu oluyor. Bu yapıldığı anda bu da ortadan kalkacak. Bu İstanbul projesi olmaktan çıkıp bir Türkiye projesine dönüşüyor. Biz dünyaya bir marka ihraç ediyoruz ve bunu ihraç ettiğimiz zaman bir Panama Kanalı'nı denizcilik bilir. Çünkü oradan gidiş gelişler. Şimdi Kanal İstanbul'da böyle olacak ve tarihi yarım ada tarihi ada olacaktır. Asıl üzerinde ısrarla durduğum konu İstanbul çirkin bir yapılanmanın içindedir. İstanbul deprem tehdidi altındadır. Tamam bunun çözümünü üretmeyecek miyiz? Bunun çözümü işte o iki şehir olayı var ya onu önümüzdeki çarşamba açıklayacağım hepsi birbiri ile bağlantılı ve bu iki şehrin dışında bu ayrı bir yapılanma olacak” diye konuştu.
"ULUSAL PLAN AÇIKLAYACAĞIZ
"Erdoğan Kanalistanbul projesinin tehlikeli olarak değerlendirilmesi konusunda da yapılacak konutların güvenlik şeridinin çok dışında olacağını söyledi. Bunun yanında bölgeyi bir cazibe merkezi haline getirmeyi hedeflediklerini kaydeden Erdoğan Şehircilik Bakanlığı’nın kurulacağını hatırlatarak 81 il için Ulusal Plan açıklayacağını söyledi. Erdoğan ayrıca projeye 30 milyar dolar vermeye hazır olduğunu belirten bir Türk iş adamı olduğunu da sözlerine ekleyerek Montrö Anlaşmasıyla ilgili sınırlamalar konusuna da şu şekilde açıklık getirdi: “Montro noktasında bizim bağımsızlığımız noktasında kimse üzerine gölge düşüremez.
Bizim yine uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa zaten o hukuk yine çalışmasına devam eder. Şirket nereyi tercih ederse oraya gider. Bizim de çevre tehdidi açısından herkesin dikkatini çekme durumumuz var. Bir felakette kim kalkıp da bize karşılığını verecek. Böyle bir şey olmuş olsa. Bir olay olsa benim milletim bunun hesabını kime soracak? Montrö imzalandığı zaman tanker söz konusu değildi ki o zamanlarda. Kuru yük gemileri üzerinden imzalanmış bir anlaşma bu. Şartlar çok çok değişti biz de tedbirlerimizi almak zorundayız.”
ANKA
http://haber.mynet.com/o-cilgin-is-adami-kim-568824-guncel/
Kanal İstanbul'da şok iddia
Kanal İStanbul'un geçmesi planlanan bölgelerde arazi satışlarının bundan 2 ay kadar önce tavan yapması akıllara "Acaba birileri güzergahı biliyor muydu?" sorusunu getirdi.
Güncelleme:29 Nisan 2011 07:25
Kanalın İstanbul’un en büyük semtlerinden Arnavutköy’e bağlı birçok köyden de geçmesi bekleniyor. Proje doğrultusunda adı yakınından hızlı tren ve üçüncü köprü yolunun geçeceği iddia edilen Yassıören Köyü, Başbakan’ın bahsettiği maden ocaklarının bulunduğu bölgede yer alan Yeniköy ve Karaburun sakinleri şimdiden ellerindeki arazileri ve mülkleri nasıl değerlendireceklerini tartışıyor. Yassıörenliler, arazi fiyatlarının ve satışlarının fırlamasına üçüncü köprü söylentileri mi yok sa ‘kanal’ projesinin önceden birilerinin kulağına gitmesinin mi etkili olduğunu tartışıyor. Başbakan Erdoğan’ın Kanal İstanbul’dan çıkarılacak hafriyatın bir kısmıyla sönmüş maden ocaklarının kapatılacağını söylemesi ve ünlü mimar Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp’in “O bölgeye büyük bir sağlık yatırımı yapılacak. 3 milyar dolarlık arazi satldı” dediği Karaburun ve Yeniköy sakinleri de oldukça mutlu...
‘Yabancılar arsa topluyor’
Yassıören Köyü Muhtarı Celal Tuncer, emlakçıların yabancı yatırımcılar için arazi topladığı iddiasında: “Başbakan daha bu projeyi açıklamadan 1.5 yıl öncesinden başlayarak köyümüze bugüne kadar binlerce emlakçı ve işadamı geldi. Son birkaç aydır köyümüz ve çevre köylerde arazi satın almak için gelen Türk emlakçıların Arap ve İsrailli ortaklarına bu alanları aldıklarını duyduk. Birçok emlakçı yabancılar için arazi topluyor. Ancak sorduğumuzda tarım arazisi bakıyoruz diyorlar. Halen gün boyunca İstanbul’dan emlakçılar arayıp satılık arazi soruyorlar. Telefonum bütün gün susmuyor. Projenin geçtiği alanlarda büyük bir rant dönüyor. Köyümüze gelenler hayvancılık yapacaklarını söyleyip satılık ve kiralık arazi soruyorlar ancak gerçek sebebin ‘Kanal İstanbul’ projesi çerçevesinde buradan arazi alıp rant sağlamak olduğun bildiğimiz için burada hiçbir köylü arazilerini şu anda satmıyor. ‘Çılgın Proje’ yerleşik halka ve köylüye değil, buralardan arazi alan zenginlere yarayacak.”
Tapu: Satışlar iki kat arttı
Arnavutköy Tapu Sicil Müdürlüğü’nde görevli Veri Hazırlama Kontrol İşlemleri çalışanı Efkan Yıldırım ise Mart ayında proje güzergahına yakın olduğu tahmin edilen Arnavutköy’ün kuzeyindeki kasaba ve köylerde günlük 30-40 adet arazi satışı gerçekleşirken bir ay içinde bu sayının günlük 70-80’i bularak iki kat arttığını söylüyor. Yıldırım en çok arazi satışının gerçekleştiği köylerin ise sırasıyla Nakkaş, Yassıören ve Dursunköy olduğunu söylüyor. Bu köylerde bir kaç ay önce metrekaresi 15 liraya giden arazilerin fiyatları son günlerde 30 liradan başlıyor ve 80 liraya kadar çıkıyor. Bu bilginin ardından ilk iki sıradaki köylere gittiğimizde geçtiğimiz ay arazilerini satan iki vatandaş bulduk. İşte pişmanlıklarını dile getiren vatandaşların görüşleri:
‘Bileydim arsamı satarmıydım hiç!’
Yassıören sakinlerinden İsmail Yılmaz, geçen ay 1.5 dönüm arazisini satmış. Şimdi dizlerini dövüyor: “Ben hayvancılık ve çiftçilikle uğraşıyordum. İşlerim kötü gidince geçen ay 1,5 dönümlük arazimi metrekaresi 20 liradan sattım. Satılan arazinin metrekaresi şu anda 60 lira. 10 dönüm daha yerim var ancak dersimi aldım. Köyümüzden üçüncü köprü ve hızlı tren yolları geçeceği söyleniyor. O yolları gözümle görünce satacağım.”
‘Yabancılar arsa topluyor’
Yassıören Köyü Muhtarı Celal Tuncer, emlakçıların yabancı yatırımcılar için arazi topladığı iddiasında: “Başbakan daha bu projeyi açıklamadan 1.5 yıl öncesinden başlayarak köyümüze bugüne kadar binlerce emlakçı ve işadamı geldi. Son birkaç aydır köyümüz ve çevre köylerde arazi satın almak için gelen Türk emlakçıların Arap ve İsrailli ortaklarına bu alanları aldıklarını duyduk. Birçok emlakçı yabancılar için arazi topluyor. Ancak sorduğumuzda tarım arazisi bakıyoruz diyorlar. Halen gün boyunca İstanbul’dan emlakçılar arayıp satılık arazi soruyorlar. Telefonum bütün gün susmuyor. Projenin geçtiği alanlarda büyük bir rant dönüyor. Köyümüze gelenler hayvancılık yapacaklarını söyleyip satılık ve kiralık arazi soruyorlar ancak gerçek sebebin ‘Kanal İstanbul’ projesi çerçevesinde buradan arazi alıp rant sağlamak olduğun bildiğimiz için burada hiçbir köylü arazilerini şu anda satmıyor. ‘Çılgın Proje’ yerleşik halka ve köylüye değil, buralardan arazi alan zenginlere yarayacak.”
Tapu: Satışlar iki kat arttı
Arnavutköy Tapu Sicil Müdürlüğü’nde görevli Veri Hazırlama Kontrol İşlemleri çalışanı Efkan Yıldırım ise Mart ayında proje güzergahına yakın olduğu tahmin edilen Arnavutköy’ün kuzeyindeki kasaba ve köylerde günlük 30-40 adet arazi satışı gerçekleşirken bir ay içinde bu sayının günlük 70-80’i bularak iki kat arttığını söylüyor. Yıldırım en çok arazi satışının gerçekleştiği köylerin ise sırasıyla Nakkaş, Yassıören ve Dursunköy olduğunu söylüyor. Bu köylerde bir kaç ay önce metrekaresi 15 liraya giden arazilerin fiyatları son günlerde 30 liradan başlıyor ve 80 liraya kadar çıkıyor. Bu bilginin ardından ilk iki sıradaki köylere gittiğimizde geçtiğimiz ay arazilerini satan iki vatandaş bulduk. İşte pişmanlıklarını dile getiren vatandaşların görüşleri:
‘Bileydim arsamı satarmıydım hiç!’
Yassıören sakinlerinden İsmail Yılmaz, geçen ay 1.5 dönüm arazisini satmış. Şimdi dizlerini dövüyor: “Ben hayvancılık ve çiftçilikle uğraşıyordum. İşlerim kötü gidince geçen ay 1,5 dönümlük arazimi metrekaresi 20 liradan sattım. Satılan arazinin metrekaresi şu anda 60 lira. 10 dönüm daha yerim var ancak dersimi aldım. Köyümüzden üçüncü köprü ve hızlı tren yolları geçeceği söyleniyor. O yolları gözümle görünce satacağım.”
Çılgın proje çılgın eleştiriler
Başbakan Erdoğan’ın açıkladığı “Kanal İstanbul Projesi”ne ilişkin olarak çevreciler, doğal sisteme yapay müdahalelerin ne gibi değişimler getireceğini bilemeyeceğimiz konusunda uyardı.
Güncelleme:28 Nisan 2011 10:20
SU DENGESİ DEĞİŞİR
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Cemal Saydam: “Doğal olarak oluşmuş bir sistemi öyle yapay müdahaleler yaparsanız, ne olacağını kestiremezsiniz. Boğazlardaki su rejimini değiştirirseniz, İstanbul’un kanalizasyon deşarj sistemini mahvedebilirsiniz. İstanbul’un kanalizasyonu boğazın altına veriliyor ve bu su Karadeniz’e gidiyor. Daha açık bir ifadeyle Karadeniz Marmara’ya bir musluktan boşalıyordu, şimdi ikinci musluğu açarsanız Karadeniz’deki su dengesini değiştirirseniz, ne olacağı kestirilemez. Balık olsun, üst akıntısı olsun, su rejimi olsun. Marmara’nın su bütçesi ile oynamaya başlarsanız sistemin nasıl cevap vereceğini hiç kestiremezsiniz.”
HAFRİYATI NE OLACAK?
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Murat Taşdemir: “25 metre derinliğinde, 150 metre genişliğinde, 45 kilometre uzunluğunda bir kanal açmak demek, 168 milyon 750 bin metreküp toprak harfiyatı demek. Bu da yaklaşık 17 milyon kamyon harfiyat demek. Buradan çıkacak toprağı İstanbul’un üzerine sersen, İstanbul’un yüzölçümünü 10 santimetre yükseltirsin. Bu alanda çok ciddi ekolojik tahribat ve orman katliamı yapılacak, çok ciddi bir kentleşme problemi olacak. ”
ALTERNATİF ÖNERİ LAZIM
Orman Mühendisleri Odası Başkanı Muhammet Saçma: “Bizim önerimiz, Büyükçekmece’den, Ormanlı köyü civarına uzanacak bir güzergah. Bu da kısmen coğrafi yapısı itibariyle de kanal geçirmeye uygun bir yer. Hem mesafe daha kısa, hem de ormandan geçecek bölümü 7-8 kilometre. Bu güzergahın hem maliyeti azaltacağını, hem doğaya daha az zarar vereceğini düşünüyoruz. Bu gibi şeyler ihtiyaçsa ‘karşıyız’ demek doğru değil, alternatif öneriler sunmak lazım. ”
ORMANLAR İÇİN TEHLİKE
Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Emine Girgin: “Proje kuzey ormanları için büyük tehdit. Zaten İstanbul şu anda yaşanılabilir sınırların çok çok üzerinde. Bu şehre yeni ulaşım yerlerinin yapılmaması gerekiyor. Çünkü her yapılan beton yapıtlar şehir dokusuna zarar veriyor.”
GÖRÜŞ ALINMAMIŞ
İstanbul Çevre Federasyonu Konseyi Başkanı Tunay Gürsel: “Bazı kamu ve kurumlar buna gerek duymadan projeyi yapıyor ve uyguluyor. Bu kuruluşların dışında Şehir Plancıları Odası Türkiye Mimarlar Mühendisler Birliği’nin bu projeyi nasıl değerlendireceği de önemli. Ama anlaşılan o ki hiçbir kesimin görüşü alınmamış.”
ÇEVRE BEDELİNİ İSTER
Prof. Dr. İlhan Talınlı (İTÜ Çevre Mühendisliği öğretim üyesi): “Çevre biliminde ekosistemler belirli bir taşıma kapasitesine sahip yaşanılan yerlerdir. ‘Ben yaptım oldu’ projeleriyle ortaya çıkarsanız, çevresel etkileri ne olacak diye sorma hakkı ne sizde ne de bendedir. Havada, oksijende, tuzdadır. Su olmayan bir yere ‘Ben buraya su getirip yaşayacağım’ derseniz çevre bedelini ister. Seçim arifesinde ‘Ben yaptım oldu’ mantığıyla söylenecek bir şey değil.
Yıldırım: Güzergâhı açıklamıyoruz
Can Dündar’ın NTV’deki Canlı Ana Haber programına katılarak soruları yanıtlayan eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, proje kapsamında uygun bir yapılaşma ve büyük bir yaşam alanı inşa edileceğini belirtti. Güzergahı kendisinin de merak ettiğini söyleyen Yıldırım, “Yer ile ilgili bir açıklama yapmamaya karar verdik. Amaç, bundan vatandaşın haberinin olmaması değil. Sondaj yapılacak milyonlarca ton toprak ve kaya alınacak. Bölgede su kaynakları var. Yeraltı ve yerüstü suları var. Bu kanal yapıldıktan sonra oradaki ekolojik dengeyi bozmadan, devamını sağlamak lazım” dedi. Güzergah için bir kaç alternatifin olduğunu belirten Yıldırım, “Onu teke indirgediğimizde sorun kalmayacak. Diyelim, yer koordinatı verdik. İnsanlar gidip birşeyler yapacak. Sonra değiştiğinde ne olacak? İnsanlar büyük hayal kırıklığı yaşayacak” ifadelerini kullandı.
KANAL NASIL AÇILIR?
Türkiye’nin ilk kanal kenti “Port Alaçatı”yı yapan Ant Yapı Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Okay, kanalın nasıl açılacağını şöyle anlattı: “Biz bunun bir örneğini Port Alaçatı’da yaptık. Öncelikle zemin etütleri yapılması lazım. Denizin yükselmesi, alçalması, deprem koşulları göz önüne alınarak zeminin iyileştirilmesi gerekir. Deniz seviyesine gidilmesi lazım. Bunun için dağların, tepelerin indirilmesi lazım. Kenarlara rıhtımlar yapılabilir. Çevre, düzleştirilerek konut, işyeri gibi yeni yapı fonkisyonları oluşturulabilir. Biz Alaçatı’da denizden gemiyle tarayarak açtık kanalı ama İstanbul’da kanalın hafredilerek açılması gerekiyor. Denizden gemilerle açarak hafriyatın kıyıya atılması burada sert zemin olduğu için olmaz. Tarımda kullanılabilir verimli topraksa hafredilen toprağın da iyi değerlendirilmesi lazım. İş makineleriyle kanalın toprağı alınacaktır. Kanalın ortası açıldıktan sonra ağızlar açılarak suyun akışı sağlanabilir. Eğer ekili alan bırakılacaksa çevrede, su alttan tatlı suyla karışabileceğinden çevre koruma önlemleri alınmalı.”
http://haber.mynet.com/cilgin-proje-cilgin-elestiriler-568120-guncel/
10 soruda Çılgın Proje
Başbakan Erdoğan, sonunda Çılgın Projesi'ni açıkladı. Projenin özelliklerini sizin için derledik...
Güncelleme:27 Nisan 2011 18:00
İŞTE ÇILGIN PROJENİN AYRINTILARI
ÖZELLİKLERİ NE OLACAK?UZUNLUK: 45 - 50 kilometre
DERİNLİK: 25 metre
GENİŞLİK: 145-150 metre
TABAN GENİŞLİK: 120 metre
DERİNLİK: 25 metre
GENİŞLİK: 145-150 metre
TABAN GENİŞLİK: 120 metre
ULAŞIM ÖZELLİKLERİ: En büyük gemiler geçebilecek
NE ZAMAN BİTECEK?- Etüt çalışması 2 yıl sürecek. Etüt sırasında bazı değişikliklere uğrayacak. Kesin tarih yok, Etüdün ardından 8-10 daha sürmesi bekleniyor, hedef 2023...
MALİYETİ NE OLACAK?Henüz belli değil. Ancak tahmini rakam 10 milyar dolar...
İSTANBUL'UN COĞRAFYASI NASIL DEĞİŞECEK?
- İstanbul'dan iki deniz geçecek, artık İstanbul'da iki yarım ada, bir ada olacak
- İstanbul'dan iki deniz geçecek, artık İstanbul'da iki yarım ada, bir ada olacak
ULAŞIMI NASIL ETKİLEYECEK?- Kara ve deniz yolu kesintiye uğramayacak
- Üçüncü Köprünün bağlantı yolları kanalın üzerinden geçecek.
- Üçüncü Köprünün bağlantı yolları kanalın üzerinden geçecek.
ÇIKARILAN TOPRAK MİLYARLARCA TON TOPRAK NE OLACAK?Büyük bir havalimanı ve liman yapımında kullanılacak. Kullanılmayan madenlere gönderilecek.
HEDEF NE?- İstanbul Boğazı’ndan geçmek için bekleyen gemilerin maliyeti yıllık 1.4 milyar doları buluyor, bu maliyet ortadan kalkacak.
- Tanker kazalarının önüne geçilmesi hedef ancak, kanal yine İstanbul’un ortasından geçecek.
- Tanker kazalarının önüne geçilmesi hedef ancak, kanal yine İstanbul’un ortasından geçecek.
ARAZİ İÇİN İSTİMLAK YAPILACAK MI?Ağırlıklı hazine arazileri kullanılacak. Ancak istimlak da olacak.
http://haber.mynet.com/10-soruda-cilgin-proje-568008-guncel/
'Çılgın proje' İstanbul'a 2. Boğaz
Herkesin merakla beklediği 'çılgın proje'yi Başbakan Erdoğan açıkladı.
Güncelleme:27 Nisan 2011 11:20
Başbakan Erdoğan'ın İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen toplantı, "Türkiye Hazır Hedef 2023, İstanbul Hazır Hedef 2023'' sloganıyla yapıldı. Erdoğan, toplantı başında yaklaşık 1 saat süreyle AKP döneminde yapılan icraatları anlattı. Erdoğan daha sonra çılgın olarak nitelenen projeyi açıkladı.
İşte Erdoğan'ın açıkladığı yeri ve maliyeti gizli tutulan çılgın proje:
İstanbul Türkiye’nin özetidir. Güzelliğiyle, potansiyeliyle sadece Türkiye’nin değil dünyanın göz bebeğidir. İstanbul’a yapılan her hizmet, Anadolu’ya Trakya’ya yapılan bir hizmettir. İnsanlığa yapılan hizmettir.
İşte bugün bu muhteşem şehre yeni bir hizmeti yeni bir eseri kazandırmanın milletçe heyecanını yaşıyoruz. Şunu özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün açıklayacağım bu muhteşem proje, şahsımın olduğu kadar arkadaşlarımın olduğu kadar, yüzlerce yıl öncesinde İstanbul’un sakinlerinin de aslında bir hayalidir. İstanbul’a Büyükşehir belediye başkanı olduğum zaman, bu özellikle Independent olayını yaşadığımızda, çok ciddi rahatsızlıklar geçirmiştik. Böyle bir felaketle baş başa kalırsan ne yaparız, aylarca bu yangın sürmüştü. Ne yaparız diye kendi kendime soruyordum. Zaman zaman bunları konuşuyordum.
Başbakan olduktan sonra, Ulaştırma Bakanım ve Belediye Başkanımla helikopterle zaman zaman dolaştık. Türkiye bunu başaracak güce ulaşmıştır dedik. Artık kaynaklar noktasında da sıkıntımız yok. Milli kaynaktan olmasına yönelik bir sıkıntı da yok. Türkiye 2023’e böyle büyük, çılgın ve muhteşem bir projeyle girmeyi hak etmektedir dedik ve bunun adımını attık.
AYNI ZAMANDA ENERJİ PROJESİ
Bu proje çok boyutlu bir projedir. Aynı zamanda enerji, ulaştırma, barındırlık, eğitim, istihdam projesidir. Bu proje bir şehircilik projesi, aile projesi, konut projesidir. En önemlisi de bu proje bir çevre projesidir. İstanbul’u ve çevresini, tabiatı, denizi, su kaynaklarını, yeşili, hayvan ve bitki yaşamını koruma projesidir.
PROJENİN TAM YERİ GİZLİ TUTULACAK
İki hususun altını çiziyorum. Biz çok uzun bir süredir bu projenin üzerinde büyük bir titizlilikle çalıştık. Birkaç grubu dar çerçevede çalıştırdık. Her türlü haksızlığı önlemek adına, projenin tam olarak yeri ve maliyeti konusunu gizli tutmaya devam edeceğim. Onu açıklayacak değilim.
ETÜT ÇALIŞMASI 2 YIL SÜRECEK
Projenin yeri ve maliyeti üç aşağı beş yukarı belirlenmiş durumdadır. Sadece etüt çalışmaları iki yıl sürecek. Böyle devasa bir projenin süreç içinde yer ve maliyet açısından bazı değişikliklere uğrayacak olması da son derece tabiidir.
ÇILGIN PROJENİN ADI: KANAL İSTANBUL
Dünyada içinden nehir geçen nice şehirler vardır. İçinden deniz geçen yegane şehir İstanbul’dur. Başlattığımız projemizde, İstanbul artık içinden iki deniz geçen bir şehre dönüşüyor. Bu projeyle beraber iki yarımada bir ada oluşuyor. Anadolu Yakası zaten bir yarımada.
Fakat şimdi bir ada oluşacak. Bu projeyle beraber bir yarımada daha oluşacak. İstanbul’un Avrupa yakasında, İstanbul’un batısında, Karadeniz ile Marmara denizinin arasına yaklaşık 45-50 km uzunluğunda bir kanal yapıyoruz. İstanbul’umuza Kanal İstanbul’u kazandırıyoruz. Yüzyılın en büyük projelerinden biri için bugün kolları sıvıyoruz.
SU DERİNLİĞİ 25 METRE OLACAK
Kanalın su derinliği yaklaşık 25 metre olacak. Su yüzeyinde genişlik yaklaşık 145-150 metre civarında olacak. Kanaldan bugün dünyadaki en büyük gemiler geçebiliyor. Ama bizim kanallardan 300’lük gemiler geçebilecek. Kanal üzerine inşa edeceğimiz köprülerle kara ve demir yolu ulaşımı hiçbir kesintiye uğramayacak. Üçüncü köprü de bu kanalın üzerinden geçecek. Kanalın inşası sırasında, milyonlarca metreküp hafriyat çıkarılacak. Kazı malzemesi büyük bir liman ve havalimanı yapımında, bunun yanında da sönmüş maden ocakları var, bu maden ocakların bir kısmını göller olarak kullanırken, bir kısmının da kapatılma noktasında değerlendireceğiz. Bu proje İstanbul’u Türkiye’yi başta ülkemiz olmak üzere dünyayı yakından ilgilendirmektedir.
BOĞAZ TRAFİĞİ SONA ERECEK
Zaman zaman meydana gelen kazalar Boğaz'ı adeta cehenneme çevirdi. Türkiye milli gelirinin yüzde 40’ını sağlayan İstanbul’u böyle büyük bir tehditten kurtarıyor, İstanbulluların can güvenliğini sağlamak, kültür varlıklarımızı muhafaza etmek adına bu buyük adımlarımızı atıyoruz. Kanal İstanbul ile boğaz trafiğini tamamen sona erdiriyoruz.
GÜNDE 150-160 GEMİ GEÇECEK
İstanbul Boğazı, su sporlarının yapılacağı, kent içi ulaşımın kolaylaşacağı bir tabiat varlığı olarak eskiye geri dönecek. Marmara’da demirleyen gemilerden artık büyük oranda kurtuluyoruz. Çeşitliliği de böylece muhafaza altına alıyoruz. Kanal İstanbul’dan günde 150-160 gemisinin geçmesini hedefliyoruz. Kanal gemi trafiğini yavaşlatmayacak, tam tersine hızlandıracaktır.
KANALIN SUYU DURGUN OLMAYACAK
Tabi bunlar düzenlemede çok daha farklı ölçütlerde olacak. Kongre, festival, fuar merkezleriyle, spor tesisleriyle, konutlarıyla yeni bir yaşam merkezinin ortaya çıkmasını sağlayacak. İstanbul’un en büyük havalimanını bu bölgede gerçekleştireceğiz. Hedefimiz 60 milyon yıl kapasiteye sahip bir havalimanı. Kanal ve çevresi turistleri cezBederken, bu yeni projeyle birlikte İstanbul Boğazı’da eskisinden çok farklı çekim alanı oluşturacak. Kanalın suyu durgun olmayacak. Kanal İstanbul’un yer altı ve yer üstü kaynaklarına zarar vermeyecek. İstanbul’da bir su sorununa asla sebep olmayacak.
FİNANSMAN SIKINTISI YOK
Kanalın finansmanı konusunda hiçbir sıkıntı söz konusu değildir. Yaklaşık iki yıl boyunca etüd çalışmaları yapılacak bu çalışmalarda mimarlarından mühendisine bütün arkeologlarına kadar çok sayıda bilim adamı ve uzman bu projede görev alacak. Kanalın inşaatı da on binlerce vatandaşımıza iş imkanı sağlayacak. Etüd çalışmalarında her türlü olumlu öneri alınacak. STK’larımızla, üniversitelerimizle ortak proje yürüteceğiz.
SEÇİMLERDEN SONRA ETÜD ÇALIŞMASI YAPACAK
Şu an itibariyle kanalla ilgili bir çok ayrıntı ortaya çıkmış durumda. Maliyet hesaplarının bir kısmı yapılmış durumda. Ancak spekülasyonlara meydan vermemek adına şu an onlara girmeyeceğim. 12 Haziran seçimlerinin ardından etüd çalışmalarını başlatacak, ve ağırlıklı hazine arazileri kullanılmak suretiyle bunu gerçekleştiriyoruz.
İstanbul’un Türkiye’nin dünyanın hizmetine böyle bir projeyi sunmak inşallah Ak Parti’ye nasip olacaktır bunu öyle görüyorum. Ben bu muhteşem projenin bu çılgın projenin ülkemize milletimize İstanbul’umuza hayırlı olmasını rabbimden temenni ediyorum.
http://haber.mynet.com/cilgin-proje-istanbula-2-bogaz-567973-politika/
İşte adada kalacak beş ilçe
Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı İstanbul'a ikinci Boğaz projesi hangi ilçelerden geçecek?
Güncelleme:27 Nisan 2011 15:20
Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı İstanbul'a ikinci Boğaz projesi hangi ilçelerden geçecek? Yeni kanal açılmasıyla oluşacak adada hangi ilçeler kalacak?
Yaklaşık 6 ay önce ortaya atılan proje iddiası bugün Başbakan Erdoğan tarafından doğrulanmış oldu. 7 Ekim 2010'da yapılan haberde İstanbul için 20 milyar dolarlık müthiş bir proje yapılacağı ve Haliç'in Boğaz'a kanalla bağlanacağı öne sürülmüştü.
İŞTE EKİM 2010'DA ORTAYA ATILAN PROJE:
Haber 7'nin haberine göre; İstanbul ikinci bir boğaz ve devasa boyutta yeni bir ada kazanacak. Haliç'ten kanallar açılarak Kağıthane ve Alibeyköy dereleri üzerinden Boğaz'ın kuzeyindeki Büyükdere'ye ulaşılacak.
Harita Habertürk gazetesinden alınmıştır.
2010 yazında proje olarak Başbakan Erdoğan'a sunulan plana göre, çalışmalarda başta Kağıthane ve Alibeyköy dereleri olmak üzere su yolları kullanılacak.
Haliç'ten kanal açılmaya başlanarak Kağıthane ve Alibeyköy dereleri takip edilecek. Kağıthane İlçesi ve Ayazağa ve Kemerburgaz'ın hemen üzerinden yine su yolları takip edilerek Büyükdere'ye yani İstanbul Boğazı'nın kuzeyine ulaşılacak.
Kanal ortalama 100 metre genişliğinde planlanıyor. Haliç'in Boğaz'ın kuzeyinde kalan Büyükdere ile uzunluğu 20 kilometreyi bulan bir kanalla birleştirilmesiyle İstanbul yeni bir doğal adaya daha kavuşmuş olacak.
Yeni İstanbul adasında Beyoğlu, Beşiktaş, Şişli, Kağıthane, ve Sarıyer'in bir kısmı yer alacak. Böylelikle tarihi yarımada olarak bilinen Eminönü-Fatih bölgesinin yanı başında yeni bir de ada yer alacak.
Yeni kanal İstanbul'a çok önemli başka katkılar da sağlayacak. Bölgedeki araziler değerlenirken, özellikle Alibeyköy ve Kağıthane'de yıllardır kaldırılmyan, çevreye zararlı fabrikalar da ortadan kalkmış olacak. Su kanalının Boğaz'dan sağlayacağı akış ile sirkülasyon artacağı için Haliç temizlenmiş olacak, derelerin kirliliği de ortadan kalkacak.
Ön proje ünlü mimar Sinan Genim tarafından hazırlandı. İki yıl içinde bitirilmesi planlanan projenin kamulaştırma bedelleriyle birlikte 20 milyar dolarlık bir maliyete ulaşması bekleniyor.
BAKAN YILDIRIM: BİZİMLE ALAKASI YOK
Gazeteciler, bugün projeyi Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'a sordu.
Bir gazetecinin, ''İstanbul'a Manhattan gibi ikinci bir boğaz yapılacağı yönünde bir haber var. Bu haber doğru mu? Çalışmalara başlandığı yönünde ifadeler var'' sorusuna Yıldırım, ''Bu haberle bizim bakanlığımızın hiçbir alakası yok. Habere konu olan güzergahta bir çalışmamız yok. Zannediyorum İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı bu konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Bizim bir çalışmamız yok, projemiz de yok. Hayallerin sınırı olmaz. Vizyonsuz hayal de kaos olur'' karşılığını verdi.
Artı ve eksileriyle Kanal İstanbul
Güncelleme: 28 Nisan 2011 06:11
Gemi trafiği azalacak:
Boğazdan günde geçen 150 gemi ikinci bir güzergah seçeneğine kavuşacak. Rahatlayan Boğaz, su sporları ve diğer etkinliklerle çekim merkezi olacak.
Felaket olasılığı azalacak:
Tanker trafiğinin azalmasıyla İstanbul’a büyük zarar verebilecek olan kaza olasılığı da azalacak.
Trafik güvenliği artacak:
Doğal alan olan değişken ve ters akıntıları nedeniyle riskli bir geçiş alanı. Teknik arızada kaza olasılığı yüksek. Oysa Kanal İstanbul’da akıntı ve diğer doğal riskler yok.
Boğaz ekolojisi korunacak:
Geçen gemilerin pervane seslerinden bıraktıkları atıklara kadar Boğaz’a verdikleri zarar azalacak. Balık ve diğer canlılara baskı azalacak.
Kanal cazibe merkezi olacak:
Trakya’da ikinci bir İstanbul Boğazı olacak. Çevresindeki yatırımlarla bölge ekonomisi canlanacak.
Kanal İstanbul’un eksileri
Trafiği azaltmayabilir:
Türkiye'nin Montrö’ye göre transit gemilerin Boğazları kullanma hakkı kısıtlayamayacak olması şüphesiz yatırımın geleceği açısından en büyük riski oluşturuyor. Türkiye ,tankerleri yeni kanalı kullanmaya zorlayamaz ve dev yatırım işlevsiz kalabilir.
Ekolojik etkisi:
Karadeniz ve Marmara’yı ikinci bir kanalla bağlamanın iki deniz açısından nasıl bir etkisi olacağı bilinmiyor.
Kenti boğabilir:
Yeni kanalla birlikte kentin en bakir bölgeleri de yapılaşmaya açılacak. Ormanların bulunduğu Kentin Kuzey aksında oluşacak bir yapılaşma zaten nüfus baskısı altındaki kenti boğabilir.
Rant riski:
Bölgede oluşacak ekonomik gelişim bölgedeki rant paylaşımını tetikler. Sosyal sorunlar oluşabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder